Perşembe, Ağustos 14, 2025

Kulisten ekrana, Rock'tan reele

Grupi” (groupie) denen bir niteleme vardır, ilk kez altmış yıl önce, müzik gruplarının hayranı olan ve onlarla -romantik veya cinsel anlamda- yakın ilişki kurmak isteyenleri tanımlamak için kullanılmaya başladı. Grupi denince genellikle genç kadınlar akla gelse de bu tanımı yalnızca kadınlara indirgemek haksızlık olur. Bence grupilik bir cinsiyet değil, bir konumu veya arzunun aldığı bir biçimi ifade ediyor.

Elbette, birinin ya da bir grubun hayranı olmanın, şarkılarla ve sahnedekilerle duygusal bir bağ kurmanın olumlu görülebilecek yönleri var. Ne ki, gündelik dilde grupiler olumsuz ve küçümseyici biçimde hatırlanıyorlar. Müzisyenlerle sevgili olmaya çalışan, ün peşinde koşan, kolay erişilen, “ünlüyle birlikte olma”yı bir başarı sayan kadınlar olarak kodlanıyorlar.

Rock mitolojisinde ilham perisi (muse) sayılan, grupların filli bir parçası olarak görülen grupiler çok. Epeyce hatıra kitabı ve haklarında ayrıntılı röportajlar çıktığı için öykülerini de biliyoruz. Pamela des Barres en ünlülerinden biri olabilir.

Bu kültür sadece rock sahnesine özgü değil tabii. Yıllar içinde gerek edebiyat dünyasında, gerekse mizah dergilerinde grupi benzeri fanlara denk geldim. Özellikle imza günleri hakkında birisi akademik çalışma yapsa çok farklı fan portreleriyle karşılaşır bence… Ya akademicim, birazcık kıpırdasan, popüler kültür “akıyor”, dalsan o suya…

Şimdiki zamanda “grupi” bir Rolling Stone fıkrası gibi anlatılmıyor. Bu kavram fenomenlerin, Youtuber’ların, rapçilerin ve influencer’ların çevresinde dolanan, onlara yakın olmaya çalışan hayranlar için de kullanılıyor. Çok daha karmaşık bir meseleye dönüşmüş durumda. Sosyal medya çağındayız, grupilik artık genel olarak arzunun, özel olarak şöhret arzusunun ve toplumsal görünürlüğün boca edildiği bir yerde yaşıyor…

Üstelik artık evden kaçıp turne otobüslerine binmeye de gerek yok. Dijital olarak her şeyi takip eden, DM atan, algoritmaları tetikleyen, yorumlarla bağıran figürlere evrildiler. Fiziksel bir yakınlıktan çok, simgesel, dijital ve sosyal sermaye kazanımına yönelmiş bir grupilik bu. Sosyal medyada bir ünlüyle çekilmiş bir fotoğrafı, ondan gelen bir DM’yi paylaşmak hem dikkat çekiyor hem de o dikkat üzerinden bir tür mikro-şöhret sağlıyor.

İnsanlar dikkat çekince değer kazandığını hissediyor ve bana kalırsa grupiliğin temelinde yatan asıl güdü bu. Sosyal medya çağında da olsa, değişmiyor: ünlüyle arkadaş ya da sevgili olmak, onunla eğlenmek ya da konuşmak, o şöhretle “eşitlenme” hissi yaratıyor. Bu sayede insanlar kendi değerini o yakınlıktan devşiriyor.

#MeToo sonrası, geçmişteki kimi “groupie” ilişkilerinin istismar içerdiği, yaş farklarının ve güç dengesizliklerinin çoğu zaman görmezden gelindiği ortaya çıktı. Şaşırmadık değil mi? Hani Mıstık abi, selebriti seven bir kız arkadaşımıza kibarca “Sen onlardan biri olmuyorsun; onlar seninle sadece yatıyorlar” demişti de kıyamet kopmuştu ya… Yirmi yıl oluyor. Bkz RakınrolAnkara

Yanlış anlaşılmak istemem, grupileri yalnızca cinsellikle tanımlayan görüşe katılmıyor, fazlasıyla erkek bir yerden anlatıldıklarını düşünüyorum. Bu insanlar özgür iradeleriyle istediklerini yaşamış, bilinçli biçimde bir hayat tarzını seçmiş olabilirler. Bugünkü sosyal medya fanları için de benzer bir değerlendirme yapılabilir. Ahlaki bir yerden bakmıyorum demek istiyorum. Ama mesele netameli; yokmuş gibi de davranamayız.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails