Bir süredir Mahmut Cûda resimlerine bakıyor, yazılarını okuyorum.
Bildiğim bir ressamdı ama bu kadar üstünde durmamıştım, Kırklı yıllarda çıkan
Yeni Adam kapaklarından bir fikrim vardı, olağandışı işleri de vardı, bugün
için kimselere ilginç gelmeyecek yorumları da...
Epeyce haksız biçimde ondan "Natürmort ressamı" diye
bahsedilir...Çok ilginç çalışmaları var ama benim asıl ilgimi çeken
karikatür ve eskizleri...kapakları...
Geçtiğimiz günlerde 1958'de çıkmış, ucuz kitaplardan birinde, bir
Nasrettin Hoca fıkraları derlemesinde çizgilerine rastladım.
Cûda'nın ilginçliği şu, ilüstrasyon ve karikatür geleneğimizle
(hiç ölçüsünde) ilgilenmemiş olması, onlardan ilham almaması... Farklı ve özgün
olan yanı da o zaten... Gazetelerden veya dergilerden yetişme biri değil... Çok
küçük yaşta yurt dışına gönderilmiş, Almanya'da ve Paris'te yıllar geçirmiş,
düşünün 21 yaşında ülkeye geri dönmüş. Liselerde öğretmenlik filan... Bütün
dünyası resim ve ressamlar... Gazeteci çevreleriyle alakadar olmuyor...
Yeni Adam yazıyor yukarıda ama derginin sahibi Baltacıoğlu'nun
yazdıklarından anlıyoruz ki, telif için yapmıyor bunu... Hatta öyle ki, askere
gittiğinde, madem Cûda yok, onun "menfaatsiz yardımlarının hatırasına
saygı" göstereceğiz diyerek kapakta (o askerden dönene kadar) ilüstrasyon
kullanmıyorlar.
Nasrettin Hoca yorumlarına bakın... Bizim bildiğimiz komik çizgili bir
Hoca değil karşımızdaki... Daha gerçekçi duruyor...Daha sakin ve mesafeli bir
mizahi ton aramış sanki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder