Her konuda bir fikri olan, gündeme sert ve alaycı
çıkışlar yapan, takipçilerini provoke etmeyi iyi bilen bu türden kişileri
mutlaka tanıyorsunuz. Onlar yalnızca göz önünde değiller, aynı zamanda birer rol
modeliler, sosyal medyanın aşırılıklara dayalı ekosisteminde, hemen herkes ucundan
kıyısından onlara öykünüyor. Rica ediyorum, “kim?” diye sormayın, sadece
etrafınıza bakın. Küçük ve büyük, ortalama ve ortalama üstü sayısız örnekle
içiçe yaşadığımızı anlarsınız. Görünürlük ve onaylanma arzusuyla biçimlenen “sosyal
medya normallerinin” aktif ve adaptif üreticileri onlar.
Ben bu tipleri “içerik organizması” olarak
adlandırıyorum. Nasıl ki popülist ve pragmatist “siyaset canlıları” politik
arenanın en uyumlu türleriyse, sosyal medyada da benzer şekilde hayatta kalmayı
ve çoğalmayı başaran “organizmalar” olduklarını düşünüyorum. Algoritmalar için
biçilmiş kaftanlar: Görselleri dikkat çekici, metinleri ilgi uyandırıcı,
tepkileri duygusal olarak yoğun ve çoğu zaman tartışma çıkarıcı... Siyasi bir
meselede militan bir aktivist, gündem sakinleştiğinde az bilinen bir konunun
uzmanı, tatilde turist rehberi, kitap okuduğunda kitapsever, film seyrettiklerinde
filmbilir vs kesiliyorlar.
Malum, sosyal medya algoritmaları, “tartışma” ve “yüksek
etkileşim” yaratan içerikleri öne çıkarır. İçerik organizmaları, farklı
kitlelerin tepkilerini aynı anda tetiklediği için bu mekanizmayı maksimum
verimle kullanırlar. Çevrim içi ortamda “var olmak” sürekli yeniden üretilen
bir kimlik performansı gerektirir. Bu figürler için kimlik, sabit bir varoluş
hali değil, karşılıklı etkileşimler, çatışmalar ve beğeniler yoluyla sürekli
inşa edilen bir süreçtir. Öfke patlamaları, alaycı yorumlar, ani pozisyon değişiklikleri-
hepsi hem dopamin sağlayan bir tatmin hem de “dikkat merkezinde kalma” arzusunun
sonucudur.
Bir içerik organizması, görünürde yalnızca bireysel ilgi
peşinde koşuyor gibi dursa da, toplumsal tartışmaların çerçevesini (framing)
değiştirme gücüne sahip olmak ister. Küçük bir olayı politikleştirebilir, büyük
bir meseleyi ise beklenmedik bir ironi ya da gündem dışı bir detayla
saptırabilir. “Çok seslilik” içinde görünen ama çoğu zaman kendi etkisini
merkezileştiren tavırları kolayca anlaşılamaz.
Aptallığı teşhir etmekten aldıkları “haz”, sarkastik ve
küfürlü “sahicilik” performansları, haklarında çıkan eleştirilerle baş edebilme
maharetleri onları daha da izlenir kılar. Böylece “aşırılığın kavgacıları”
olarak sosyal medya sahnesinde gezinirler; dopaminle yaşar, ilgi azaldığında
melankolik bir bıkkınlıkla önce çekilir sonra sahneye geri dönerler. Her dönüş,
daha büyük bir tartışma, daha çarpıcı bir çıkış ve daha dikkat çekici bir “rol”
vadeder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder