Salı, Ağustos 19, 2025

Tamlık bir fantezidir

Galiba Orhan Gencebay’ın bir şarkısı vardı, yanılıyor da olabilirim. Sevgilisine aşkını anlatırken “ne söylesem bi eksik” diyordu. Ne yapsa yetmeyecekmiş sevgisini anlatmaya, öyle hissediyor… 

Ben bunu bir hayat şiarı olarak sıklıkla kullanır, “tamlık bir fantezidir” diyerek mambo jambo faslından lafımı tamamlarım. Dünyaya, işe güce ve her türden ilişkiye buralardan bakmayı doğru buluyorum… Tam’lığın hiçbir zaman var olmadığına inanıyorum.

İnsan ve tarih, daima defolu, yarım, yetersiz bir varlık ve bir süreçtir. İdeal bir zaman ve insanlık hali hiç olmamıştır, olmayacaktır da.

“Ne yapsak ve ne yaşasak bir eksik olacak” fikri bana kaderci bir teslimiyet gibi değil de varoluşun temel koşulu gibi geliyor. Tatminsizlik sayesinde yazıyor, düşünüyor, ilişkiler kuruyoruz. Aç kalmasak tarım devrimi olmazdı gibi bir şey.

Lacan, insanın hiçbir zaman bütünüyle doyuma ulaşamayacağını söyler biliyorsunuz. Arzu hiçbir zaman tatmin edilemez, çünkü aradığımız nesne aslında hiç var olmamıştır falan filan. Bizi bir yerden bir başka yere sürükleyen arzularımızın kaynağı da bu eksikliktir. Eğer tamlık mümkün olabilseydi arzularımız olmazdı.

Bir başka deyişle: Bizi canlı tutan ve harekete geçiren şey eksikliklerimizdir. Tamamlamaya çalışırız. Ikınıp sıkınırız. 

“Çok şükür ermiş değiliz” dediğim de budur. Eksik değilsek, insan da değiliz Mıstık abi. Öğrenme ihtiyacı eksiklikten doğar, merak ise bilmediğini bilmekten… I Ignoramus et ignorabimus’u düşün: cahil olduğumuzu hissetmemiz ve bilmemiz, buna göre yaşamamız gerekiyor.

Kapitalizm, mükemmel aşk, kusursuz aile, başarılı kariyer veya ideal beden gibi tamlık vaatleri sunuyor bize. Ve biliyoruz ki, bütün vaatler doğası gereği sürekli ertelenir. Reklamcılığın ve popüler kültürün can damarı tam da bu “hiç bitmeyen eksiklik duygusunun” pazarlanmasıdır. Mutlu değil misin? Demek ki doğru ürünü almadın. Yalnız mısın? O halde doğru aplikasyonu denemedin. Başarısız mısın, meseleye yanlış yerden bakıyorsun.

Tamlık hayalimizi kaybetmemiz gerekiyor ki tüketmeye devam edebilelim. Ve evet, hatırda tutalım: Kapitalizmin ne yaptığını fark etmek başka, ona kapılmak başka şeyler.

Üstelik, eksiklik hiç bitmez, sürekli çoğalır.

Ben eksikliği, kültürel olarak hayata katlanmamı kolaylaştıran ve iyileştirici bir momentum olarak görüyorum. Psikolojik olarak hayal kırıklıklarım ve mutsuzluklarım olacak, onun da farkındayım. Kasmayalım canım benim diye mırıldanıyorum kendime.

Mıstık abi, tansiyon sorunları nedeniyle spora yazıldı.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails