Çarşamba, Temmuz 30, 2025

Azalıyoruz

Bu benim ikinci hayatım. Yirmili yaşlarımın başında “herkesin nasıl çıkmış o arabadan” dediği bir trafik kazası geçirdim. İnsan ikinci bir şans elde etse de, hayat gailesine kapılıp gittiğinden bir süre sonra sürdürdüğü hayata ikinci bir şans gibi bakmıyor, unutup gidiyor. Zaman dediğimiz şeyi gündelik dertlerin gölgesinde yaşıyoruz. Bir haber, bir facia, bir maç, bir tartışma derken… kayıp gidiyoruz.

Bir hastane koridorundan geçince ya da bir kaybın ardından sessizliğe gömülünce fark ediyoruz: Büyüttüğümüz sıkıntılar, lan neymiş, neye bu kadar hallenmişiz, sonradan çakozluyoruz. On beşimde günlük yazmaya başladım, bir on yıl istisnasız her gün yazdım, onca yıl sonra yazdıklarıma bakıyorum da nelere üzülmüşüm. Suyu boşa harcamışım…Utanıyorum Greenpeace!

Çok insan tanıyorum ama çok arkadaşım yok. Eksikliklerine “öleceğim” insan çok değil demek istiyorum… “İnsan, tanıdıklarıyla değil, kaybettikleriyle biçimlenir,” der ya Elias Canetti. Eksildikçe, kalanların kıymetini daha iyi anlamam gerektiğini fark ettim. Sevdiklerimizle geçirdiğimiz vakit her geçen gün daha da sınırlanıyor. Arkadaşlık, iş ilişkilerinin ya da zorunlu yakınlıkların ötesinde, bizi hayata sabitleyen bağlardan biri. Bu bağlar, eksildikçe ya da gevşedikçe hayatın anlamı da boka sarıyor.

Hımbıl ve ukala Proust’a hak vereceğim aklıma gelmezdi: “Gerçek cennetler, kaybettiklerimizdir.” O yüzden, kaybettikten sonra değil, henüz yanımızdayken sevdiklerimize vakit ayırmamız gerekiyor. Çünkü azalıyoruz. Ve azalırken, kalanlarla geçen her an, aslında hayatın bize bıraktığı en değerli şey.

Yazarlık hayalleri kurarken, bir gün amca gibi yazacağımı düşünmezdim, yazılıyormuş… 

4 yorum:

Sadece C. dedi ki...

Konuyu amca / teyze gibi yazmamak mümkün mü? Bir yaşa dek ölenler hep amca teyze nine dede çünkü... Sonra bir de bakıyorsun bir gün, çevrendekiler azalmaya başlamış; amca teyze olduğun yaşa gelmişsin. Dahası her an da gidebilme riskin yükselmiş.. İlginç bir uyanma anı...
20'lerde işaret fişeğini çakmış olsa da, gözardı etmek daha kolay...

Recep Altun dedi ki...

Merhabalar.
Azaldığımızı şundan biliyorum. Bisikletime atlar haftada iki gün kabirleri ziyarete giderim. Yaşadığım ilçede tanıdığım insan sayısı, kabirlerde yatan tanıdığım insan sayısından az!
Kalanlarla geçen her an çok kıymetli. Bu kıymetin farkına ancak, onu kaybettiğimizde anlıyoruz.
Selam ve saygılarımla.

sevgili günlük dedi ki...

Kahvedeki dayılar, altın günlerindeki teyzeler bir gün hepimizin içinden ses veriyor :) Bu da güzel ama, değil mi?

Aziz dedi ki...

Benim içimde iki amca üç yenge, bir tane de küçük teyze yaşıyor.

Related Posts with Thumbnails