Cuma, Temmuz 18, 2025

Zihnin Rehinesi Olmak: Mental hijack

Bu görseli ilk tasarladığımda neyi çağrıştırdığını tam olarak bilmiyordum. Çevremde, çoğunlukla dürtüleriyle hareket eden insanlar var. Bazen kendi kendime “Birinin esiri olacaksam aklın esiri olayım” gibi cümleler kuruyordum, esprili bir dille.

Yapay zekâ ile oynarken bu fikri bir sahneye dönüştürdüm. Sonradan öğrendim ki, bu duruma psikolojide “mental hijack” deniyormuş.

Dilimizde tam karşılığı olmasa da, duyguların aklı ele geçirmesi gibi bir anlam taşıyor. Yani düşüncelerimizin, davranışlarımızın ve kararlarımızın; stres, travma, anksiyete, bastırılmış öfke ya da geçmiş deneyimler tarafından “ele geçirilmesi” demekmiş…  

Vayyy” dedim içimden, “akıl sağlığımızın rehin alınması gibi bir şey bu…”  Meğer öfke anında mantıklı düşünememek de bir çeşit mental hijack sayılıyormuş.

Biraz daha araştırınca “amygdala hijack” denen bir kavramla karşılaştım. Amigdala, beynimizde yer alan badem büyüklüğünde iki küçük nöron kümesiymiş.

Duygusal belleğimizin merkezi olduğu için, yoğun korku ya da öfke anlarında beynin mantıklı karar veren kısmını devre dışı bırakabiliyormuş. Sanırım “mental hijack” kavramı da buradan esinlenerek doğmuş — yanılıyor olabilirim.

Günlük yaşamda ve sosyal medyada bu terim, algoritmaların bizi zihinsel olarak “rehine alması” anlamında da kullanılıyormuş. Aşırı kaygı dolu düşünce döngülerine kapılıp gerçeklikten uzaklaşmak gibi…

Yani zihninin efendisi değil de, zihninin esiri olmak. Benim gibi bir serüvenci illa ki şunu sorar Mıstık abi: "Zihin silahı çektiğinde teslim mi olursun, pazarlık mı edersin?"

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails