Toulmé'den yeni bir albüm daha... Klişeleri iyi bilen, rahat okunan, şimdiki zaman meselelerini maharetle anlatabilen bir hikayeci olduğunu biliyoruz. Sadece çizgi-grafik romanlarda değil özellikle Avrupa popüler kültüründe geçmişte kalmış, yaşanamamış, yarım kalmış bir aşk hikayesini tamamlamak için yaşanan yolculuk hikayeleri çok yaygınlaştı.
Büyük Aşk da aynı reçeteye yaslanmış, kocası ölen ananemizin, evlenmeden hemen önce bir İtalyan genciyle çok kısa süreli bir şeyler yaşadığını öğrenen torunu ona İtalya'da nihayetlenen nostaljik bir tur ayarlıyor ve hikayemiz ilişkileri konuşa konuşa anlatılmaya başlıyor. Toulmé, geveze ölçüsünde konuşkan bir yazar, uzatmayı seviyor, karakterlerini konuşturarak iyileştirmeyi tercih ediyor. İki ayrı kuşaktan kadının ilişkilerini irdeleyerek bize bir mutlu son "sunuyor." Enikonu iyimser bir "kadın" hikayesi okuyoruz.
Onca sene sonra Mustafa Delioğlu'ndan kendi deyişiyle "resimli roman" okumak-görmek heyecan verici. Bu yaşta gösterilen azim, sebat ve çalışkanlık hayranlık uyandırıcı... Evliya Çelebi'nin kabusu andıran mesellerinden birini anlatmış Delioğlu. Çok iyi bir ilüstratör olduğu için gözalan kareler görüyoruz, ardışıklık ve hikaye derinliği ise her zaman kurulabilmiş değil. Gülabi Ağa'nın Başından Geçenler yoklukla geçen son iki yılın sürpriz çalışmalarından biri.
Öğrenci Kız, Osamu Dazai'nin ünlü bir kısa öyküsüymüş, bilmiyordum,
Çavdar Tarlasında Çocuklar-
Gönülçelen ile kıyaslanıyormuş. Ben pek ilgi kuramadım. Ergen edebiyatını severim, isyanı ve huzursuzluğu anlatabilmek kolay değildir. Salinger türü iyi anlatan, muzip diliyle bunu bize hissettiren değerli bir hikayeci. Dazai, ergen bir genç kızı konuşturmuş ama bana epeyce erkek bir sesle bunu yapmış gibi geldi, üstelik anlattıklarını ilginç de bulmadım...
Halıdaki Desen ise ilginçmiş, Borges hikayesi gibi işliyor, muamması ve sürükleyiciliği var...Hoş bir edebiyat magazini aslında. Yazarlar, eleştirmenler, kitapların saklı sırları, dedikoduları falan filan...
Öğrenci Kız kadar eski durmuyor, bir hınzırlık taşıyor, esprisi ilham verici. Henry James okumamışım onu fark ettim. Geçen hafta İstanbul'a giderken ve dönerken bitirdim bu ikisini...o ölçüde kısalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder