Yeşilçam'dan aşinayız, yüksek ihtimal Bülent Oran eliyle yaygınlık kazanmış bir ifade bu... Ellili yılların ikinci yarısından itibaren popülerleşiyor. Sansürü hesap eden, kavgayı komikleştiren mizahı bir alaysılama... Oran'ı ismen saydım ama asıl kaynak bana Haldun Taner gibi geliyor...Hissiyatım bu yönde...
Cici, doğrusunu-fazlasını bilen varsa ayrıca yazabilir, benim bildiğim Farsça'dan geçme, renkli yer minderlerine deniyor... Dikkat çekici-göz alıcı bir renkliliği olunca minderden ilhamla "cici bici" benzeri kafiyeli benzetmelere veya "cici anne" gibi nitelemelere dönüşüyor... Rahat ve işlevsel bir minder, "havalı" "dikkat çekici", "abartılmış" ve "süslenmiş" bir şeye dönüşünce cici oluyor... Cici anne gibi, sonradan gelen genç ve bakımlı üvey anneye deniyor filan...
"Acıttım mı cicim?" derken, Yeşilçam'da genellikle sınıfsal bir aşağılama olarak kullanılıyor. Mahallenin güzel kızı, sosyetik rakibine tokadı patlattığında gerinerek bunu söyleyebiliyor örneğin. Cafer'e yumruğu indiren Çarli ise "haddin değil benimle yumruklaşmak" havasında... Cicim derken onu kadınsılaştırıyor, alfa erkek küçümsemesiyle konuşuyor...
Devamı var... Erbulak, Hürmüz'e, kocasını ayağa kalkması ve kavgaya devam etmesi için teşvik ettirirken "ona ne mal olduğumuzu göster" dedirtmiş... Yine argodan beslenen "küçümsediğin kadar değiliz, sandığın gibi hiç değiliz" bir karşı nitelemeyle konuşuyor Hürmüz... Ne mal olduğunu bilmek, iyi tanımak-iç yüzünün farkında olmak anlamında kullanılır, Hürmüz kocasına "ona kim olduğunu göster" diyor aslında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder