Cuma, Eylül 13, 2024

Yavaşlık 3


İlk kitabımı oldukça yavaş yazdım. Neyi nasıl yapacağımı bilmiyordum, bol bol konuşuyor, yapabileceğime dair kendimi de ikna etmeye çalışıyordum. Bilmemek, insanı hem yavaşlatıyor hem de tedirgin ediyor. Hiç bilmediğimiz bir yola girdiğimizde yol bize "uzuuun "gelir. Etrafı ve güzergahı keşfettiğin için heyecanlanır,  yolu öğrenmeye çalışırsın. Aynı yolu ikinci kez gittiğinde yol insana daha kısa gelir... Yirminci kez aynı yolu giderken zaman ilk sefer olduğu gibi uzun ve yıpratıcı gelmez... Artık alışmış olursunuz. Zaman yavaş akmıyordur.

İlk kitabım, benim için hiç de yeterli değildi ama bana o işi nasıl yapacağımı öğretti... Yirmiye yakın kitabım var... Onun en az yirmi misli sayıda kitaba da editörlük yaptım. Neyi nasıl yapacağımı biliyorum ve o yolu hızla geçip gidebiliyorum.

Yavaşlık, acemilikten kaynaklanıyorsa güvensizlik de içeriyor olabilir...

Yavaşlık halleri çook...bir tane değil ki

Genç sporcular, iyi biliyorum, bunu ben de yaptım çünkü...maç dışındaki hayatlarında ağır adımlar atarlar, ayaklarını sürüye sürüye yürürler...Planlanmış bir yavaşlık onlara cool geliyor olmalı...

Çok örnek var ama görünen o ki... sür'at ve coolluk pek yaklaşmıyor birbirine...Aksine, yavaşlık, sür'atli bir hayatın içinde ayrıksı duruyor. Daha fiyakalı ve konuşulur bir şey...

Ağır ol/yavaş ol molla desinler...derler..."demişler" Bu da uncool...

Anne tarafımdan dedem, soyadı kanunu sırasında kendine "Hız" soyadını seçmiş... yeniyi yakalamak isteyen bir modernin seçimi diye düşündüm hep...

Cumhuriyetin ilk yıllarında entelektüellerimiz, İslamın ve Arapların bizi yavaşlattığına inanırlardı... Ziya Gökalp, Orta Asyalı atalarımızın daha canlı ve hareketli, "hızlı" insanlardan olduğunu söylüyordu. Türkler hızlıydı, Araplar yavaş...Batıyla aramızdaki fark hızımızdı... Otomobil sevgimiz bence buralardan çıkıyor.

Gaza basarsak geçeriz "diyoruz"...Bu da uncool...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails