Pazartesi, Temmuz 13, 2020

San'natçı


İki amca konuşuyor, biri diğerine, arkada oturan-yayılan-gazete okuyan oğullarını tanıtıyor: "Bizim mahdumlar. Biri şair, biri ressam, öbürü de musikişinas." Diğeri üzülerek cevaplıyor: "Allah yardımcın olsun birader. Demek üçünü de sen besliyorsun!"

Cemal Nadir çizmiş, 1938 tarihli bir Akbaba karikatürü, tam sayfa kullanılmış. "Besliyorsun" vurgusu nedeniyle sanatçı karşıtı bir esprisi var, mesele sadece sanattan para kazanamamak değil, avare bir hayat sürdürmeyi kabul etmeyi de içeriyor. Cemal Nadir'in bu fikre inandığını kabul etmemiz gerekiyor. Sanatçının avareliği, tembelliği, aylaklığı, çalışmazlığı, mirasyediliği hayli bir popüler bir önyargıdır. Üç dört sene önce bir hükümet temsilcisi, partililerine konuşurken bırakın sanatı sepeti, inşaat yapın (çalışın) filan demişti. Bugünün yumurtlaması değildir bu azımsama.

Sadece sokakta değil üniversitede, bürokraside hatta bizatihi edebiyatçılar arasında bile bu fikrin kabul gördüğüne inanırım. Bugünün değil yüzyılların yargısı bu diyeceğim. Öyle ya da böyle, anti entelektüelizm hep vardı, bu iklimde sanatla uğraşırsanız, ister istemez, dejenere (çalışmayan ve yerli olmayan) bir sanatçı tahayyülüne öfkeyle yükleniyorsunuz.Tek tek bakarsanız sayısız yazarımızda, çizerimizde, sinemacımızda, romanlarda, şiirlerde, oyunlarda bu tavrı görebiliyorsunuz.

Bizatihi sanatın bu tavrın taşıyıcısı-yaygınlaştırıcısı olması ise bana Frankenstein fıkrası gibi geliyor...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails