Kardeşimin Kocası, nasıl anlatmalı, gay romantizmi ve farkındalığı üzerine yapılmış bir manga. Ölen erkek kardeşinin partneri Japonya'ya, kızıyla birlikte yaşayan "kayınbiraderini" ziyarete geliyor. Böylece önyargılarla, cinsel kimliklerle, geçmişle hesaplaşmayla uğraşan bir "aile" hikayesi kuruluyor. İyimser ve epeyce bir klişe olmakla birlikte, kolay okunan, iyi tasarlanmış bir soap opera okuyoruz.
The Great Gatsby, Fiztzgrald'ın ünlü romanından yapılmış bir grafik roman uyarlaması, epeyce sadık, o sebeple hantal bir yorum olmuş. Çizgilerse romanın coşkusunu yansıtmıyor, çok düz ve derinliksiz, tahkiyenin iniş çıkışları vardır, merak edilen bir adamın gizemi, şaşalı bir göstericilik, estetik bir müsriflik, gece hayatının garip büyüsü ve güdüklüğü için cidden iddialı çizgiler gerekiyor...Bence uygun biz çizgi ve üslup seçilmemiş, editöryal bir hata diyelim.
Camillo Boito'nun
Senso novellasının bu kadar zaman yaşayabilmesini "kötülük" hikayesi olmasına borçlu. Evlilik dışı bir ilişkiyi, aşkı uğruna fedakarlıklar yapan bir kontesin, kendisini kandıran sevgilisinden aldığı intikamı anlatıyor diye özetlenebilir. Meşum kadının dürtüselliği, göze aldığı riskler ve entrikacı kişiliği mahirane resmedilmiş. Diğer yandan bugün için arkaik duran çözümleri var yazarın. Kontes'in aydınlanması, beklenmedik ziyaretiyle ve tesadüf ya, subay sevgilisini bir başka kadınla sevişirken-üstelik kendisini konuşup alaya alırken "yakalamasıyla" yaşanıyor. Senso hissiyat anlamında kullanılmış, Kontes'in duygularının alaşağı olması kastediliyor, buna göz kararması veya açılması da diyebiliriz.
Her Şeye Rağmen, iyimser bir aşk hikayesi, güzel çizilmiş, kurgu olarak farklılık denemiş ama genel olarak epeyce klişe bir mutluluğu var.
|
|
Ahyaaak! Aslan Şükür hakkında bir kitap sanıyordum, değilmiş... Bir koleksiyoner, topladığı Şükür kapaklarından bir kitap-albüm yapmış. Elindeki orijinalleri kahramanlara göre tasnifleyip, o çizgi romanlar hakkında vikipedia ölçüsünde enformatik bir malumat vermişler. Keşke, bu kadar malzeme biraya gelmişken, Aslan Şükür ile uzun bir söyleşi yapsalarmış, kapakları konuşsalar, üretim süreçleriyle ilgili anekdotlar aktarsalarmış. Ve hatta, onun fotoğraf albümünden bir şeyler çıkarıp albümü daha da zenginleştirselermiş... Tercihleri bana ilginç geldi, bunlar bilinmeyen-bulunmayan kapaklar değil çünkü.
Türkiye Fanzin Tarihi ve Kaynakçası da zor bulunan, pahalı kitaplardan, muhtemelen dijital baskı olarak çoğaltılmış. Kitabın çok zengin bir görsel tarafı var, yayımlanan fanzinlerin kapakları tek tek paylaşılmış, keşke o fanzinler hakkında malumat da verilseymiş. Kim çıkardı, kaç sayı çıktı vs... En azından yeni araştırmalar ve üzerine katkılar yapılabilirdi. Kitabın giriş kısmında bir takdim yazısı yazılmış, biraz karışık, fazla iddialı çıkarımları olan, çeşitli adlandırmalarda bulunan bir kısım bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder