Pazartesi, Temmuz 11, 2022

Bir karikatürün dökümü


Karikatür, Orhan Ural'ın albümünden (1943). Kapağa fırçasını (kendisini) katarak, neleri çizdiğini-esprileştirdiğini göstermek istemiş, bakın kimleri çizdim gibisinden okuyucuyu çağırmış. Büyük gazetelerimizde ve popüler mizah dergilerimizde çalışan bir karikatürist olarak neyin revaçta olduğunu, o yıllarda nelere gülündüğünü biliyordu mutlaka...

Kapaktakiler, sadece Ural'ın değil, o yıllardaki bütün mizah edebiyatının ve okurlarının bildiği popüler tiplemeler... 

Kimler var? "Sereserpe yatmış" arzu odağı genç kadın, çevresinde ona serenat yapan "çirkin Yahudi", hemen yanında kırmızı fötr şapkalı, göz süzen ve bıyık buran bir zampara, diğeri iki akşamcı sarhoş, üstelik biri "cadaloz" karısından dayak da yemekte... Sonuncusu da fırçanın ucuna takılmış olan bir Bobstil...

Hemen hepsi bugün pek hatırlanmıyorlar, her şeyin bir ömrü var, herkesi kıkır kıkır güldüren bir espri, bir fıkra veya komik bir tipleme illa ki zamana yeniliyor, eskiyor, tarihi bir vesikaya dönüşüyor diyebilirsiniz. E haklısınız derim, şu veya bu nedenle kapaktaki tiplemeler sokağı ve zamanı yakalayamaz olunca kaybolmuşlar, görünen o...

Arada yazıyorum, popüler esprilerimiz, milli kimliğimizi ve kamusallığımızı anlamamızı kolaylaştırabiliyor, karikatüre o sebeple dikkat kesildim. 

Tek tek yazalım.

Yahudiler, büyük savaştan veya 1948 göçünden sonra karikatürümüzde neredeyse birdenbire kayboluyorlar, Orhan Ural'ın da çizdiği o çirkin, tek dişli Yahudi çizilmez oluyor, arkaikleşiyor. Şöyle de denebilir,  özellikle 70'lerden sonra İsrail devletiyle özdeşleştirilen "katil asker" imgesi "korkak bezirganın" yerini alıyor... 

Şunu soralım, niye çiziliyordu, niye çizilmez oldu? Çiziliyordu çünkü, azınlık düşmanlığı, toplumu birarada tutan unsurlardan biriydi, iç düşmana ihtiyaç duyuluyordu. Yahudiler, ekonominin millileştirilmesi arzusuyla düşmanlaştırıldılar diyelim. Çizilmez oldu, çünkü Naziler'in onlara neler yaptığı ortaya çıktı, Yahudiler'e karşı duyulan keder ve empati, o düşmanlığı öteledi denebilir... Üstelik, biz Almanya'ya değil Amerika'ya yakınlaşarak, daha demokratik bir siyaset düzeni kurmaya karar verdik karar verdik. 

Bobstil, Bihruz Bey'den ve Hacivat'tan izler taşıyan bir züppe tiplemesi, dejenere bir genç erkekti... Aklı bir karış havadaydı, cahil ve pozördü... O yıllarda çiziliyordu çünkü batı hayranlığı eleştirilmesi gereken başka bir toplumsal harçtır, modernlik rejimi korkutuyordu, milli kimlikten uzaklaşmak büyük bir endişeydi. Bugün o dönemdeki kadar güçlü bir benzeri yok sanki...Niye yok? Anit entelektüelizm, populizmin olmazsa olmazlarından ama bu yönde diyelim, karikatürde bir karşılığını göremiyoruz. Çünkü, karikatür kanonik inşanın memuru değil artık, hem etkisi yok hem de üreticileri sivilleştiler, hiç biri "mebus" olarak düşünülmüyor örneğin... Veya dergiler, devletin desteğiyle değil kendi satış rakamlarıyla yaşıyorlar.

Gelelim, akşamcı tiplemelerine, yaşadığımız dönemde böyle bir tiplemenin popüler olması mümkün değil, hepimiz biliyoruz yasaklanır veya yasaklanmasa bile güçlü bir hoşnutsuzlukla karşılanır, ayıplanır... Oysa çok içtiği için küfelerle eve taşınan ve karısından (kaynanasından) dayak yiyen memurlara Hüseyin Rahmi'de, Ercümend Ekrem'de, Bektaşi fıkrasında, Karagöz karikatüründe veya Ortaoyununda sıkça rastlarız... Dindarlık, popüler bir siyasi tavır olarak sekülerliğin yerini aldığından beri etkisini yitirdi iddiasında bulunacağım. 

Kadınlar, bir arzu nesnesi-aracı olarak yaşamaya-çizilmeye devam ediyor diyebilirsiniz, ben aynı fikirde değilim, çizildiğinde tepkiyle karşılanıyor çünkü, kadın düşmanlığı ve nefreti (Mizojini) hemen deşifre ediliyor, yüksek sesle eleştiriliyor demek daha doğru. Siyaseten doğru olamayan veya bunu umursamayan karikatürcüler yaşlı, arkaik, patetik ve modası geçmiş sayılıyor...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails