Bir arkadaşım yukarıdaki resmi gönderip bu imzayı tanıyor musun diye
çizerini sormuş. Doğrusu, artık bu işler eskisinden çok daha kolay, google görseller
işimizi epey kolaylaştırıyor, eskiden olsa, nasıl cebelleşirdik, ufacık bir
bilgi için Paris Kütüphanesine mektup yazmışlığım vardır. Öte yandan arkadaşıma da anlattım, çizgiyi
görür görmez bana tarz olarak birilerini andırdı dedim. Meraklıları da çizginin
John Buscema (1927-2002) ve onun da öncüsü olan Raymond’u (1909-1956) andırdığını
hemen söyleyeceklerdir.
Alex Raymond’un 19.yüzyıl resimleme geleneğini, serüven edebiyatı
kitaplarının resimleyen önemli illüstratörleri üslup olarak izlediğini
biliyoruz. Bu işin okulu olmadığı için rağbet gören tarz ister istemez
yaygınlaşıyor ve o tarzı yineleyen herkes revaçta oluyor. Medya sahipleri,
editörler, reklamverenler, okurlar ve son olarak çizerler bu tarzın yinelenerek
yaygınlaşmasını sağlıyorlar. Medya mantığı gereği aktüel düşünüldüğünden
Raymond’un öncülleri bir süre sonra hatırlanmıyor bile. Yetmişli yıllarda
Raymond tarihçiler dışında unutulmuştu, herkes Buscema’dan söz ediyordu.
Gırgır’da Oğuz Aral gibi çizen yüzlerce çizer vardı, telif olarak
karşılığı vardı. Aral önceki on yıllarda da çiziyordu ama bu denli etki
yaratmamıştı. Üslup ve çizgi modalarını konuşurken yaygınlaşmayı belirleyen
asal etkenin telif olduğunu kolay unutuyoruz. Gırgır, çok sattığı için Aral'ın etkisi de arttı demek istiyorum.
Telif, modaya yöneliyor ister istemez ve moda, aynı çizerin üslubunu
sürdüren yüzlerce yeni çizer çıkartıyor…
Bu arada çizgi Roy Krenkel’e (1918-1983) ait.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder