![]() |
Özal’ın hedef olmasının nedeni yalnızca
sağcı bir siyasetçi olması değildi, üslubuydu. Konuşma biçimi popülist, yer yer
kavgacı ve arabeske göz kırpan bir dildi. Arada küfür iması taşıyan cümleler
kuruyor, muhaliflerini kızdırıyor, günlerce tartışılan sözler ediyordu.
Siyasetin “yüksek” dilini aşağı çekiyor, sokağın sözlüğünü kürsüye taşıyordu.
Mizah dergilerinin dili de zaten bu sınıra
yakındır: konuşma dili, argo, ima, müstehcenlik… “Edepli” dile muhalefet ederek
var olurlar, grotesk, steril olandan daha işlevseldir. Bu yüzden Özal’ı “dil”
üzerinden vurmak, ilk bakışta kolay bir hamle gibi görünüyor olabilir.
Ama değil, bu kapak başka bir şey yapıyor:
Özal’ı yüzüne erkek külotu geçirilmiş biçimde çizmişler. Yani eleştirdiği “lümpenliği” teşhir etmek yerine,
onu sahneye dekor olarak taşımış,
hatta kapağın ana efektine çevirmişler. Politik taşlama gibi dursa da mizahın
kendini nerede konumlandırdığı meselesi var işin içinde.
Çünkü mizah dergisinin popüler diliyle
Özal’ın popülist dili, teorik olarak düşman değil akraba. Özal’ın dili
dediğimiz şey, bir yanıyla Karagöz’ün dili: meydanın, laf atmanın, iğnelemenin,
müstehcen olanın dili. Bu kapak, Özal’ı bu dil üzerinden mahkûm etmeye
çalışırken, aynı anda kendi meşruiyet zeminini de tartışmalı hâle getiriyor.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder