![]() |
Pin-up bir sanat türü olarak kabul edilmiyordu, pazara yönelik bir sunum formatıydı. Takvimler, dergi kapakları, afişler, reklamlar ve hatta propaganda afişlerinde aynı mantık sürdürülüyordu… Hepsinde amaç “bakış”ı yakalamak ve tutmaktı. Güzellik burada estetik bir ölçüt değildi, bugün “dikkat ekonomisi” dediğimiz şeyin öncülüydü. Mesele “bakanın” dikkatini çekebilmekti. “Satış” için tasarlanmış bir görsel dil risk sevemezdi.
İkinci etken, hedef kitlenin heteroseksüel erkek tüketici olduğunun varsayılmasıydı. Para erkeğin elindeydi. Onu etkilemek gerekiyordu. Üçüncüsü, bence işin zanaatıyla, çizerin ya da dergi editörünün ürettiği standardizasyon ile ilgili. Öyle bir güzellik üretilmeliydi ki, seri üretime uygun yüz ve beden olmalıydı. Üstelik bu “ideal” bir beden olmalıydı. Pürüzsüz ten, simetri, inceltilmiş kusurlar hepsi işin mambo jambosuydu. Bakışa göre bir mühendislik gerekiyordu. Okuru hem kışkırtmalı hem de o kadın ve çizim masum kalmalıydı.
Mesele “kadın güzelliği” değil demek istiyorum, güzelliğin nasıl bir disipline edildiği ve kapitalizm eliyle, pazar koşullarında nasıl standartlaştırıldığı…
![]() |
![]() |




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder