Cumartesi, Mart 28, 2020

Nazım Mirkelam ve Avukat Baytekin


İşin magazin faslını etraflıca bilmiyorum, yukarıda kapağını gördüğünüz romanın yazarı, Mirkelam ismiyle bildiğimiz ünlü solistin babasıymış... Yakın zamanda vefat etmiş, sinemayla edebiyatla uğraşmış ama  hiç gereği olmadığı halde (çok seviyor olmalı ki) mesleğini de belirtmeyi tercih eden coşkulu bir yazarmış...


Arka kapakta vesikalık fotoğrafını da kullanmış...Kitabı kendisi yayımlamış, belirtildiğine göre 14 romanı daha varmış, şöyle bir bakındım, iki kitabına rastladım, milli Kütüphanede de sahaflarda da daha fazlası yer almıyor...Demek ki dosya olarak varlar... kitaplarda tarih olmadığı için seksenli yılların ilk yarısında yayımlatmış demek gerekiyor... Galiba, sinemayla da uğraşmış...bir yarışmada teşvik edici bir şey de almış.

Yukarıda coşkulu dedim, kötü anlamda söylemiyorum, hafif deli de olduğu da anlaşılıyor... matrakmış, keşke tanışabilseydim... Arka kapakta romanını "yazar" olarak anlattığı kısımlar çok hoş... "..bu romandaki gibi bir cinayet görülmüş değildir"...

Polisiyeci arkadaşlar, kitapla ilgilenmişler, yazarın amatör iştahını takdir etmişler...


Doğrusu, kitabı kapağı için aldım...Pulp havası, abartısı, esprisi beni cezbetti... Sonra kitaba baktıkça, dalladıkça, itiraf edeyim mantığını anladıkça... diyeyim... Bende başka bir ışık yandı... Bu yazının sebebi de o başka ışık...

1991 yılında birisi, kim hatırlamıyorum, bana Avukat Baytekin adlandırmasıyla hatırlanan bir Flash Gordon (bizdeki ilk adıyla Baytekin) hayranından bahsetmişti... anlatılana göre bu avukat, Baytekin'i o kadar seviyordu ki, kendince, arkadaşlarıyla birlikte amatör fan filmleri dahi çekmişliği vardı. Düşünün ta 1960'larda...8 milimetrelik kameralarla...Duyar duymaz çarpılmıştım... Koca avukat demişlerdi... Arkadaşları filan... "Tam manyaklık" diye gülerek gırgıra alınıyordu.

Beni az çok tanıyanlar bilir ki, böyle zamanlarda neşeli bir heyecana kapılırım, doğal olarak "Bayan Yıldız da var mıymış?"  demiştim...Espriyi anlamayanlar için Bayan Yıldız (Dale Arden), Baytekin'in uzatmalı nişanlısıydı...


Gizli bir cemiyetle karşılaşma hevesimi tahmin dahi edemezsiniz. Kalbimde taklalar atan kırlangıçlar.

O avukatı hemmen Şahap (Ayhan) amcaya sormuştum ve o da bir fandı, benimle uzun uzun Flash Gordon konuşmuştu... Biz çocukken çizdiği Tengiz çizgi romanı, bir Gordon uyarlamasıydı örneğin... Bana bıraksalar diyordu, Baytekin'i yeniden çizerek şimdiki çocuklara sevdiririm... Ne iddia! Olup olmaması önemli değil, mümkün değildi zaten... ben o naifliğe bayılıyordum. Neyse, laf uzamasın, o avukatı bilse bilse Şahap amca bilirdi, sahiden de bildi ve bana güvenerek adamın telefon numarasını verdi... Taksim'de yazıhanesi vardı filan...

Tabii ki, Ankara'ya döner dönmez telefonla aradım, üstelik konuşmaya, Şahap amcanın bana tembih ettiği gibi mesafeli ve karşımdakini tedirgin etmemeye özen göstererek başladım.

Olmadı, Avukat amca, Avukat Baytekin kimliğini benden sakladı.. "Evet, avukatım ama böyle bir ilgim yok" dedi... Israr edemedim, çıt diye kapandı telefon...

Geçmiş zaman işte, içimde kaldı, hısım akrabayız, ben o filmi seyretmek için Ankara'dan İstanbul'a yürürüm diyemedim.

Avukat Nazım Mirkelam, mutlaka diyorum, Avukat Baytekin'le arkadaştı...

1 yorum:

Kalem dedi ki...

Mirkelam urfa birecikli her urfaya gidişimde birecik girişinde lokantaları var ugrar bir çay içeridim babasının bir yazar oldugunu sayenizde ögrendim bu kitabı mutlaka okuyacagım

Related Posts with Thumbnails