Fabrika bacaları ve o bacadan çıkan duman, seksen-yüz
yıl önce modernliğin ve zenginliğin ifadesi olarak görülürdü. Fabrika sayısı
insanları mutlu ederdi, dumanı tüten bir fabrika “Çalışan Türkiye” demekti ve geleceğe
iyimser bakabilmeyi sağlayan iştah açıcı bir olmazsa olmazdı… Yukarıdaki
kapakta Hoca minarelerin şerefesini soruyor. Eski karikatürlerimizde
ekseriyetle iki adam konuşur, ilki sorar, ikincisi muzipçe lafı yapıştırırdı.
Şerefesi yok ama şerefleri var denerek, dinle modernlik arasında dualistik bir
ayrım ve üstünlük kuruluyor.
İkincisi, bir yeni
yıl mesajı içeriyor, “ben gelirken bunlar yoktu, ne tuhaf” bir yılda ne çok
fabrika yapılmış, ne çok gelişmişiz iyimserliği taşıyor. Fabrika bacalarına
ilişkin methiyeleri ve şiirleri derlemek gerekiyor aslında. Şimdilerde
kirlenmenin, zehirlenmenin ve baştan ayağa umutsuz bir geleceğin sembolü olan
bacaların vakti zamanında nasıl sevinçle karşılandığını bilmek tuhaf çünkü…
Fabrika bacaları bir karikatür klişesi/sembolü olarak o
kadar çok ve çeşitli biçimlerde kullanıldı ki… Son kapağı siyasi bir çekişmenin
göstergesi olması sebebiyle seçtim. Eski yıl, yeni yılı temsil eden çocuğun
elinden tutmuş, içeri girebilecekleri boş bir baca (deliği) arıyorlar. Noel
Baba ya da çocukları getiren Leylek esprisini andırıyor ama asıl vurgu,
bacaların üzerini kapatmış grev sözcüleriyle ilgili. “Burası Türkiye”, diye
başlayan cümle esas olarak grev karşıtlığı içeriyor. Çalışanların hak araması
değil, o bacalardan duman çıkmamasından endişeleniliyor. Eski yıl, bıkkın ve
bezgin bir halde, üzülerek anlatıyor olup bitenleri.
Hava kirliği ve fabrika atıklarıyla ilgili zarar ziyan
eleştirileri, bizde son çeyrek asırda ortaya çıktı. Daha öncesinde,
önemsenmeyen bir konuydu, popüler kültürde ara sıra değiniliyor, çocuksu
bulunuyordu. Memleketin daha önemli sorunları vardı, bugün çok değişmese de
fabrika bacaları artık sevimsiz birer imgeler. Eskisi
gibi insanların göğsünü şişirip, toplumları gururlandırmıyorlar.
1 yorum:
Günümüzde bacalar yıkıp beton gökdelenler ile mutlu oluyoruz, ne büyük acı..
Yorum Gönder