Necip Fazıl da o hengamede üç sayı süren Borazan isimli bir mizah gazetesi çıkarıyor, pek parlak bir deneme değil ve ayrıca Büyük Doğu'da yaptıklarından bir farklılık içermiyor. Niye kalkıştığını bilebilmek mümkün değil... Para kazanmak için veya çok ilgi gören bir mecrada kendini göstermek arzusu olabilir... Ne ki, vazgeçmiş, hayal ettiğini bulamamış ve arkasını getirememiş...
Kişisel olarak kahreden, mutlaka büyük sözler etmek isteyen, hayran arayan narsistik kişiliklerin mizah yapamadıklarına inanırım. Birini veya bir şeyleri aşağılayarak hicvedebilirler ama bu mizaha yetmez-yetmiyor. Daha da ileri gideyim, empati kuramayanların mizah duygusuna sahip olmadıklarını düşünürüm. Okuyanı ve izleyeni güldürebilir ama tahkir veya tezyif için mizah gerekmiyor, hasmanelik yeterli oluyor ve çoğu zaman mizahtan çok nutuk atmaya giriyor yapılanlar...
Yukarıdaki görseli, Borazan'dan aldım... Necip Fazıl esprisi diyelim. Devrin başbakanı Recep Peker ile eşi olabilir, yanındaki kadını hicvetmek istemiş...Esprisi "fotoğrafla karikatür" yazısında... Artık kiloları mı eleştirmiş, kıyafetleri mi belirsiz... Mahkemeye verilse, Necip Fazıl bunu bir gösteriye dönüştürürdü ama ima ettiği şeyi açıklar mıydı emin değilim.
Eğer şişmanlıksa alay edilen, bugün, böylesi bir espri, kilo ayrımcılığına giriyor, pek çok demokratik ülkede suç sayılıyor...
Özal'a "Çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı" diye bağırılırdı, Necip Fazıl alay ederken yalnız değildi demek istiyorum, solcular eliyle patronlar ve kötü adamlar aşırı kilolu karikatürize edilirdi, yoksullar zayıftı zenginler tombul, biliyoruz ki şimdi öyle değil, parası olanlar yağlarını aldırabiliyor, ameliyatla bacaklarını, kalçalarını, bellerini ve yüzlerini inceltebiliyor...Fitnısa gidip, spor hocalarıyla treyning yapabiliyorlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder