Çizgi Roman:
Kariyerimin henüz başlangıcında çizgi romanla ilgilenmeye başlamıştım. Desen
konusu ilgimi çekiyordu: Resimlerle anlatmak, çizgi romanda yazıyı ve diyaloğu
kullanmak. Aslında çizgi romanla büyüdüm diyebilirim çünkü benim zamanımda
çizgi roman tanıdık bir eğlenceydi.
Gördüğüm en büyülü
yer: Fantezilerimde ve dünyamda, Batılı eğitimim nedeniyle belki de,
İrlanda’ydı. Muhtemelen modern hikâyeleri,
Yeats şiirleri, James Joyce’un
İrlanda’nın fantastik dünyasını anlatan; küçük yeşil adamlarla, konuşan taşlar
ve yapraklarla süslü hikayeleri nedeniyle böyleydi. Bu hikâyelerde bütün Kelt
dünyası aktiftir: taşlar konuşur, gökler konuşur, otlar ve hayvanlar... hepsi
de önemlidir. İrlanda’ya, işte tüm bunları görmeye gittim.
Mezarlıklar:
Bence o kadar da uğursuz değiller, biraz karanlık biri olduğum için belki de.
Ayrıca karga da benim çok sevdiğim bir
hayvandır.
Corto Maltese:
Ona aşık olacak ya da ondan nefret edecek bir noktaya henüz ulaşmış değilim, bu
bir sempati ve dostluk ilişkisi. Hayatımın şu döneminde kendimi Corto Maltese
ile beraber kalmak zorundaymışım gibi hissediyorum. İrlanda’ya geliyorum ve
Corto Maltese burada; Danakil’e gidiyorum, Corto Maltese orada; Venedik’e
gidiyorum....Nereye gitsem orada ve Corto Maltese’nin yaptıklarından başka bir
şey yapamıyorum.
Venedik’te
yaşıyorum: Burada sinema olasılığı pek yok, kendimi bana yakın olan şeylere
adadım. Venedik sizi düşündüren, dolaşmaya çıkartan ve sokaklarda yürüten tarzda bir sanata sahip. Bu nedenle Roma’daki
gibi Cinecitta’ya sahip değilim ama
fantezi dünyamı besleyen kanallara ve çok güzel bir kente sahibim.
[Hugo Pratt'la, hayatının son günlerinde, 1995'te yapılan bir söyleşiden]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder