Çarşamba, Ekim 02, 2019

Pıt Pıt Sözlüğü (32)



Edebiyat: Dört beş arkadaş bir salonda oturuyoruz. Tatlı bir günışığı lacivert perdeler arasından sızıyor. Dışarda bir bahar havası olduğunu içerde hissediyoruz. Birden bire her beraber aklımıza geldi. “Haydi,” dedik. “Hep birden baharı düşünelim; baharı nasıl düşündüğümüzü de düşünelim”( Ahmet Muhip Dıranas, Yazılar).

Harf: Allahın duvarında bir harftir kadın / Siyah kuğuya benzer / Beklemeyi öğrenmiş (Bejan Matur).

Bahar Gelmişti: Ankara ve çiçek birbirine sigarayla kibrit, Ankara ve börtü böcek birbirine kalemle kâğıt, Ankara ve dersten kaytaran talebeler göbek çukuruyla çukur pamuğu, Ankara ve bahar sarhoşluğu birbirine donla göt gibi yapışmıştı. Şehir gevriyor, mayışıyor, gevşiyor, insanoğlu farkına bile varmadan hımbıllaşıyor, omuzlarını aşağı salıyordu. Şehrin çatık kaşlarının arasındaki bombeli kırışıklık görünmez bir ütüyle dümdüz edilmiş gibiydi. Ankara sırıtıyordu (Sezgin Kaymaz, Kün).

Ders: Yazdığınız hiçbir şeyi silmeyin, yanlış olsa da silmeyin, ben de öyle yazıyorum, yanlışlarımın üstünü çizmeden yazıyorum. İlerde bir gün, kendi yanlışımı, yaptığım yanlışı görmek için. Günü geldiğinde düzeltmek için.(Ferit Edgü, O).

Varak: El yazması eserlerin her bir yaprağı.

Jaguar: Beyaz gömlek giymiş, kravat bağlamıştı oğlan. Ceketini yandaki çengele asmıştı. Şöyle bir görüp geçti küçük ayrıntıları kız. Asıl görülecek şey o güzelim Jaguar’dı. Arabanın içi bir alemdi başlı başına! Radyosu, saati, pikabı, neler yoktu ki daha! İnce, yuvarlak direksiyonu, kromeleri göz kamaştırıyordu (Peride Celal, Jaguar).


Fotoğraf: Ozan Sağdıç

1 yorum:

burcu dedi ki...

ne hoş bi sözlük :)

Related Posts with Thumbnails