Pazartesi, Ocak 29, 2024

Olan biten

Son bir ay hastalıkla geçti, bitmeyen bir nekahet ve halsizlikle uğraştım, zor uyudum, ilaçlar öksürükler, hırıltılar bitmedi bir türlü. Gündelik bir çalışma tempom olunca ruhen çok bunaldım, yazmam gereken bir senaryo, rutin işlerim ve evet blogum filan... 

Hastasın işte, yat dinlen nereye kadar bu çalışmak... Blog yazmasan ne olur, kimin umurunda... E senaryo desen, sözleşme gereği en az üç ayım daha var yazmak için... E iki bölüm kalmış hepi topu...Neyi zorluyorsun?

Elbette bunlar mantıklı birinin argümanları...Bana ait değiller, yapamıyorum, yazmalıyım, bitirmeliyim manyaklığım hayatımı çoktan ele geçirmiş benim. Yatıyorum aklımda, uyanıyorum aklımda hepsi... Sıkıntımı daha artırdı bu bitirememe-yapamama hali...

Ha şunu denedim, hastayken kendimi tutarak blogu yazmayı bıraktım, aslına bakarsanız mecra değiştirmek, örneğin twitterda devam etmek filan hep bir fikir olarak vardı, hastayken eski yazılarımla deneyeyim dedim, ve denedim. Sonuç ne derseniz eğer... Doğal olarak çok daha fazla okunuyor ve görülüyorsunuz, blog yazmak eskisi kadar ilgi çekmiyor filan ama bu okunmanın da bir bedeli var... Yeni medya mecralarında okuyanlar etkileşim kurmak, sohbet etmek, fikir paylaşmak, eleştirmek istiyorlar. E o olunca, bu da ayrı bir mesaiye dönüşüyor. Cevaplarla uğraşıyorsunuz. 

Oysa ben zamana karşı işler yapan, senaryolar yazmak, hikayeler anlatmak isteyen biriyim. Böyle bir etkileşim aslında çok da bana göre değil, olmamalı da, işe güce bakmalı, o etkileşimden kaçınmalıyım...

Denemiş oldum, denemesem olmayacaktı, bloga devam edip etmemeye henüz karar vermiş değilim.

Ha ne oldu, dün gece senaryoyu bitirdim ve çok güzel uyudum. Normale döndüm. Önümüzdeki maçlara bakacağım. 

10 yorum:

Sadece C. dedi ki...

Sevgili Levent Cantek, öncelikle geçmiş olsun. Ben sizi sadece blogta okuyorum, ne senaryosuna imza attığınız dizilerinizi izledim, ne twitter ya da sosyal medyadan takip ediyorum :) Ama buraya yazdıklarınızı mutlaka okuyorum, yorum yapmasam da hepsi çok hoşuma gidiyor ve birçok şey öğreniyorum. Lütfen bırakmayın bloğu :) Buralar başka, okuyanlar da yazanlar da daha sakin, fazla gözönünde ya da sosyal olmak istemeyen, daha rafine zevkleri olan ve "tartışma" ile söz dalaşını ayırabilen insanlar... Tabii sizin kararınız, en doğrusudur ama kendi adıma, aaah umarım bırakmaz dedim, yüksek sesle de söylemek istedim. Kolaylıklar ve sevgiler...

Evde Yazar dedi ki...

Elbette sizin kararınız ama blogu bırakırsanız çok üzülürüm. Başka sosyal mecralara kaydı çoğu kişi ve biz blogseverler dinozor gibi buralardayız ve çok güzeliz. Yine de saygı duyarım tabii ki ama blog bırakılır mı yaa 🌺
Sevgiler...

drifter dedi ki...

Geçmiş olsun. İki sene maskeyle dolaştık bağışıklığımızı zayıflattık normalde ayakta atlatacağımız corona harici hastalıklar bizi yatağa düşürüyor.
“Blog yazmasan ne olur, kimin umurunda...” demişsiniz; pek çoğumuzun umrunda.
Özetle caiz değildir; blogu bırakmayın🙋🏻‍♀️

Adsız dedi ki...

Her gün Levent Hoca ne aktarmış bugün diyerek tıkladığım blog. Keyif veriyor yazdıklarınız, edebiyattan, popülerden, gündelikten aktardıklarınız. Sosyal medya, tık, etkileşim insanı bir süreliğine cezbedebiliyor fakat çok geçmeden yalan ve yavan olduğu ortaya çıkıyor. Blogosfer öyle mi? Sanmıyorum. İyi ki yazıyorsunuz, iyi ki burada bir avuç insan hissederek okuyoruz.

Makbule Abalı dedi ki...

"İşini bitirememiş insanların huzursuzluğu" ya da "İşlerini tamamlamış insanın iç huzuru, kafa rahatlığı", günümüzde öyle az insanın sorunu ki ne yazık.
Öyle insanların azalmasını değil, çoğalmalarını, yerlerini boş bırakmamalarını umuyoruz, bekliyoruz.
Sağlıkla, dirençle...

dilovasi_isci dedi ki...

efendim blog yazmanız benim umrumda, okuduğunuz çizgi romanlara yaptığınız yorumları okuyorum. sonrasında o çizgi romanı satın alıyorum. sizin yorumunuzla kendi yorumumu mukayese ediyorum. en son aras yayınlarından çiçekli defteri okudum. sizin yayımladığınız külliyatınızda kitaplığımda, baş köşede. büyük geçmiş olsun.

çukur dedi ki...

Eğer Twitter'a taşınacaksanız oradaki toksik ortama kendinizi hazırlayın. Kötü niyetli troller dışında her şeyden espri çıkarmaya çalışanlar bir yerden sonra çok sinir bozucu oluyor.
Bence buradan devam edin, biz de alışkanlığımızı bozmayalım.

*mehtap dedi ki...

Öncelikle geçmiş olsun, salgın hepimizi bir kere yokluyor ne yazık ki.
Mutlaka okuduğum bloglardansınız hatta Bozkır'ın sizin senaryonuz olduğunu blogdan öğrenmiştim,en sevdiğim dizilerden.
Twıtter yeni adıyla X ya da instagram asla bu mecra ile aynı değil.Umarım bırakanlardan olmazsınız.

yenal dedi ki...

Burada yazdıklarınız benim internet dünyamdaki çapalardan biri.
Günü gününe olmasa da yazdığınız hemen her şeyi okuyorum. Yıllardır.
Twitter'da yazdıklarınızı da okudum. Onlar da tanıdıktı benim için, eminim birçok okura iyi gelmiştir. Buradakilerden daha farklı bir kitleye ulaşacağı için yazdıklarınız, şahsen oradan da devam etmenizi isterim. Sosyal medyaya da esenlik lazım.
Bunlar bir yana, geçmiş olsun, selamlar...

Levent Cantek dedi ki...

Herkese çok teşekkür ederim, tek tek yazmayacağım, eksik olmayın, naz yapan çocuk gibi hissettim kendimi... Çok uzun yıllardır blog yazıyorum, kolay bırakamam ama iş güç dengesi içinde düşünmeye de devam edeceğim. Selamlar

Related Posts with Thumbnails