"Sıkıcı" nitelemesi de elbette bir klişe, zamanın ruhunu taşıdığı için hoşuma gidiyor, sırf tartışma çıksın diye "madem sana göre sıkıcı, e peki başka kim(ler) sıkıcı olabilir" diye sormuştum. Öğrenciler önce "ders kaynayacak" refleksiyle kıpırdadılar sonra neden iştahlandığımı anlamamanın verdiği garipseme ile bir süre kalakaldılar. Baktılar ki ben ısrarcıyım, oyuna katılıp "sıkıcı" olanları saymaya başladılar. Malum, Türkiye'nin en sıkıcı insanı "sayılan" Orhan Pamuk hemen listenin başına yazıldı. Ardından başkaları geldi, onları saymayacağım, çünkü hemen hepsi aktüel isimlerdi ve bugün unutuldular.
Ceylan ve Pamuk, bugün de sıkıcı bulunuyorlar. Niye diye sorsak, altında anti-entelektüelizm bulabiliriz, ona göre cevaplar verebiliriz. Aralıklarla Orhan Pamuk nefreti hakkında yazarım, bilmediğim bir şey değil... Ama o gün, şuna takılmıştım, "neden sıkıcı" diye sorduğumda "çok tekdüze" "sası" "bir şey olmuyor" filan gibi şeyler söylendi. Doğru olup olmamasıyla ilgilenmiyorum, burada bir "akış" var, o benim ilgimi çekiyor...
"İlginç" sözcüğünü ben de çok kullanıyorum, hepimiz çok kullanıyoruz. İlginç ile sıkıcı, zıt anlamlı iki niteleme olarak dilimize yerleştiler. Ceylan ve Pamuk bence sıkıcı filan değiller ama popüler bir yargı varsa, bu yargı geniş bir beğeni ve nefret ağından beslenerek klişeleştiği için önemlidir. Yani mesele "seyrediyorum ve sıkıcı" ya da "okuyorum ve sıkıcı" değil, daha derin bir şeydir demek istiyorum.
O gün derste bir sonuca varamadık haliyle, ilginç ve sıkıcı olanın ne olduğu hakkında bir ortak karara varabilmek tabii ki mümkün değildi... Hemen her şeyin ilginç ve sıkıcı ikiliğinde açıklanması "ilginç[ti]", farkına vardık diyelim...
3 yorum:
Uzun metraj sıkıcı olabiliyor.
Birde dram allah dram olunca. Çok severim eserlerini tokat yemiş gibi oluyorum.
sıkıcı olan yoktur, boş zamanda açılmış bir kitap veya film vardır.
Orhan Pamuk hakkında pek fikrim yok, lisede bir kitabını okumuştum, ağır gelmişti, degerlendirebilmek icin şimdi tekrar okumam gerek. Ama Nuri Bilge Ceylan filmlerine bayılıyorum. Özellikle taşrada geçenler, Bir Zamanlar Anadoluda ve Ahlat Ağacı bence hem komik, hem gerçek, hem sanatsal, hem çaresizlik dolu, nasıl övsem bilemiyorum. Özellikle hem taşrada hem büyük şehirde bolca vakit geçirmiş insanlar daha iyi anlıyor bence o filmlerin kıymetini. Çok sevdiğim Bir Başkadır dizisini neden sevmediğini bir arkadaşıma sorduğumda, "çok gerçekçi, ben gerçek hayattan farklı bir şeyler görmek istiyorum filmlerde" demişti. Belki sıkıcı bulunmasının böyle bir sebebi de vardır.
Yorum Gönder