Pazar, Kasım 16, 2025

Paşa hazretleri

Ellili yıllar… Demokrat Parti iktidarı. Ülke, henüz birkaç yıl önceki korku tünelinden yeni çıkmış gibi; geçmişe, özellikle de İnönü dönemine karşı yoğun bir tepki var. Bu hava içinde, namlı tiyatrocumuz, halkı kıkırdatmayı meslek edinmiş Muammer Karaca sahneye “Paşa Hazretleri” adlı bir komedi koymuş. Reklam öyle diyor. Düşünün: Daha iki üç yıl önce böyle bir oyunu akla bile getirmek zordu.

1950-54 arasında toplum gerçekten bir nefes alıyor. İnsanların ruh hâli “iyiye gidiyoruz” fikriyle dolu. Herkesin dilinde aynı heves: “hürriyetler”… Bugünden bakınca sürecin nereye varacağını biliyoruz ve değerlendirmelerimiz kaçınılmaz olarak farklılaşıyor ama o dönem için durum başka. İnsanlar bir iktidarı oy vererek değiştirmiş olmanın gururuyla konuşuyor, hesap soruyor, hatta kendi içinde bir meşruiyet hissi kuruyor. “Paşa Hazretleri” tam da bu ruh haline denk düşen bir sahne işi.

Artık “oynanabilir” deniyor. Herkes, her şey eleştirilebilir. Üstelik gelen iktidar, gideni hicvedenin önünü açıyor, bir anlamda teşvik ediyor.

Bazı sanatçılar siyasal kimlikleriyle hatırlanır ya, Karaca da onlardan biri. Sağcılığıyla hatırlanır. Demokrat Partili olduğuna dair yaygın bir kanaat vardır. Sonrasında çizgisi değişti mi, doğrusu araştırmış değilim. 1978’de ölen, bulvar komedilerinin gediklisi, popüler bir tiyatrocuydu. Bugün hâlâ en çok “Cibali Karakolu” ile akıllarda.

“Cibali Karakolu” da malum, İnönü döneminin, kırklı yılların bir simgesi. İstanbul’un Fatih ilçesinde yer alan, işkence ve dayak hikâyeleriyle şikâyetlere konu olmuş bir polis merkezi. Şikâyet dilekçeleri ya örtbas ediliyor ya da sürüncemede bırakılıyor.

Karaca, DP döneminde bir Fransız oyununu uyarlarken bu kötü şöhretli karakolun adını özellikle seçiyor. Niye yaptığı çok açık: O yıllarda polisle alay etmek kolay değil; ama İnönü dönemiyle ilgili bir imada bulunmak mümkün. Oyun daha çok bu bakımdan hatırlanıyor. O dönemki seyirci ise başka bir merakla izliyor: eski iktidarın eleştirisi sahneleniyor çünkü.

Oyun yıllarca repertuvarda kalıyor. Ben bile kırk yıl sonra, Nejat Uygur’un sahneleyişiyle izlemiştim. Elbette artık başka bir şeydi; CHP eleştirisinin o eski anlamı çoktan buhar olmuştu.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails