“
Yegâne (Tek)
Doğruyu Söyleyen Kadın” başlığıyla yayımlanan bu illüstrasyon… O yıllarda “
karikatür” sayılıyor, o ayrı.
Akbaba dergisinin 1 Şubat 1934 tarihli sayısında Münif Fehim imzasıyla çıkmış. Esprisi kadının sözlerinde gizli: Kadın (yani Havva), Adem’e dönüp şöyle diyor: “
İlk sevdiğim erkek sensin!”
Münif Fehim’in çok tuhaf, çok özgün bir çizgisi var. Bazen öyle işlerine rastlıyorum ki, başka bir dönemde yaşasa bambaşka estetik yönelimlere gidebilecekmiş hissi uyandırıyor. Fakat geçim kaygısıyla çok üretmiş; bu da onu hızla çizmeye, dolayısıyla bazı arayışlardan uzaklaşmaya itmiş. Buna rağmen inanılmaz çalışkan. Eski deyişle, “şapka çıkarmak gerekir.” Üzerine neredeyse hiç yazı yazılmamış; o da ne röportaj vermiş ne kendini anlatmış. Sessiz bir emekçi. Tevazusundan, kendi kabuğunda üretmeyi tercih ettiğinden, döneminin narsistik rekabet ortamına bulaşmadığından anlaşılıyor bu.
,
Yukarıdaki illüstrasyon bana kalırsa bir espri için çizilmiş değil. Akbaba’nın sahibi ve başyazarı Yusuf Ziya Ortaç, Fehim’in çizimine o espriyi sonradan iliştirmiş olmalı. İmza Fehim’in, ama “fikra” Ortaç’ın. Zaten türü, tonu ve odağı bile onun zihninden çıktığını ele veriyor. Erkek merkezli, kadın karşıtı mizah anlayışı düşünüldüğünde şaşırtıcı da değil. Elbette o dönemin mizahından bugünün “doğru”sunu bekleyemeyiz; ama bu, Ortaç’ın buyurgan erkekliğini mazur göstermez. Çünkü o yıllarda bile, bunu yapmayanlar, başka türlü söyleyenler vardı.
Okura not:
Yazının üst kısmını
üç-dört yıl önce
yazmıştım. Bugün Altan Erbulak’ın
Kibar Hırsız bantlarının
orijinalleri elime geçti. Okur okumaz, Münif Fehim illüstrasyonuna sonradan eklenmiş Yusuf Ziya Ortaç
esprisini hatırladım. Arada
neredeyse çeyrek asır var. Erbulak, 1934’te
henüz beş yaşında…
“Faruk paraşütle kadınların arasına iniverdi…” diye
başlayan sahnede, kadınlar yine
alay nesnesi;
erkek kahraman ise
gülmenin merkezinde. “Hayret,
hem kadınsınız hem sözünüzde duruyorsunuz,” diyor kahramanımız. Kadınların güvenilmezliği, hâlâ mizahın hammaddesi.
Kadın,
bir kez daha bir “durumun”
ya da “tepkisel mizahın”
taşıyıcısı; özne değil, esprinin hedefi. Yani 1934’te Havva’ya “İlk sevdiğim erkek sensin”
dedirten dil bitmemiş.
Erbulak gibi gerçekten
neşeli, sevimli, hatta “mutedil” bir
çizer bile erkek egemen ironiyi sürdürmüş.
2 yorum:
Evet cizim cok guzel.Birilerini cagristiriyor hatirlayamadigim...
Tamara de Lempicka resimlerine benziyor.
Yorum Gönder