Perşembe, Mart 07, 2024

Biz veda etmek üzereyiz kedere


Yahya Kemal, bilenler biliyor ama kabaca özetlersek, ömrünü bir otelde geçiriyor, yemeğe düşkün, ünlü bir lokantada daima mükellef bir sofrada "demleniyor", geleni gideni çok, alıştığı bir lüks var, ondan geri kalmıyor. Devletten aldığı maaş, bir bankadan aldığı yardım masraflarına yetmiyor, aralıklarla elçilik görevi veriliyor ama anlatılanlara bakılırsa, meslekten memur olmadığı için görevini layıkıyla yapamıyor, masraflı hayatını gurbet elde misliyle sürdürüyor falan filan...

Bir dönem, Kavaklıdere Şarapları için iki dizelik (bugünün deyişiyle) bir reklam spotu, şiir yazıyor: "Biz veda etmek üzereyiz kederegetir ahbaba bir Kavaklıdere

Yahya Kemal'in hayranı ve dostu olan devlet adamları, para için şiir yazmış olmasına fena halde üzülüyor, madden bir hal çaresi arıyorlar...Tekrar elçi oluyor, yine kısa sürede dönüyor, en sonunda Hürriyet'te hatırı sayılır teliflerle şiirleri yayımlanıyor, bir parça rahat ediyor, ki bu da esasen şaire destek olmak için yapılmış, nazik bir yardım... Yahya Kemal'in hayatı, bu kurtarma kampanyalarıyla geçiyor desek yanlış olmaz... 

Kavaklıdere için yazdığı iki dize, alınan teliften çok sonraki getirisi, yardım dalgalarını tetiklemesi bakımından önemli...  diyeceğim ama ister istemez kaç lira telif aldığını, kıyas yapabilmek adına merak ediyorum. Edebiyatçıların "reklamdan" kazanması pek rastlanan bir şey değil ayrıca. Madden bir değer de belirlenmiş oluyor, dönemin yıldızını ikna edecek, herkese verilmeyecek bir meblağ harcanmış oluyor... Kaç lira acaba? 

Magazinin seyir defteri, yıldız tarihi hattıhutturbilmemkaç, ışınla beni Sikati...benim Kaptan Kirk...

Küçük bir not: Bedii Faik, anılarında Yahya Kemal'in kaldığı otele ve demlendiği lokantaya dahi para vermediğini iddia ediyor, doğru mu bilmem, hemen her meselede manşet arayan bir gazeteci, abartmış olabilir. 

4 yorum:

Ali Yüce dedi ki...

Kelimenin aslı madden değil maddeten olacak diye biliyorum.

Refik dedi ki...

Beşir Ayvazoğlu'nun Yahya Kemal Ansiklopedisine bakmak lazım. Belki orada vardır bu bilgi.

Adsız dedi ki...

"Edebiyatçıların 'reklamdan' kazanması pek rastlanan bir şey değil" cümlesi yanlış... Ferid Edgü'den Hulki Aktunç'a, Süreyya Berfe'den Ege Ernart'a, Güven Turan'dan Mario Levi'ye, Füsun Akatlı'dan Ahmet Tulgar'a... reklam yazarlığı yapan o kadar çok edebiyat insanı var ki!

Levent Cantek dedi ki...

Türkiye'de sadece edebiyattan kazandığı telifle geçinen kaç yazar var ki... O bakımdan kimisi reklamcı olur, kimi akademisyen, mimar ya da icra memuru... Hemen herkes asıl işinden vakit buldukça-vakit yaratarak edebiyat yapıyor aslına bakarsanız... Ama konu o değil. Yazdığım yoruma birazcık daha dikkat ederseniz kastettiğim reklamın, reklamın öznesi olmak, reklamın o sanatçının şöhretinden faydalanarak istiflenmesi olduğunu sanıyorum fark edersiniz. Katkınız için teşekkürler.

Related Posts with Thumbnails