Cuma, Nisan 24, 2020

Tanpınar, neden öldükten sonra daha çok okundu?


Sohbetlerde, edebiyatla ilgili toplantılarda bu sorunun sıkça sorulduğunu sonradan fark ettim. İnsan, bir rutinle karşılaştığını hemen fark edemeyebiliyor. Başlıkta gördünüz, şöyle bir soru-yorum var, deniyor ki, Tanpınar "yaşarken neden ilgi görmedi de, vefatından sonra ona değer verildi."

Spekülasyon elbette ama, ezcümle diyorum ki, bence bunun iki temel nedeni var, birincisi, Tanpınar bir akademisyendi, ebebiyat dünyası bir akademisyenin "yazar" olarak vasatın üstüne çıkabileceğine inanmaz. Belki anti entelektüel bir yargıyla, belki kendini yücelterek Tanpınar veya bir başka akademisyeni kendinden saymaz ve yazdıklarını önemsemez. Sası ve ziyadesiyle edepli bulur. Hoca, eleştiri yazsa sanki daha iyi olacaktır filan... İkincisi, bizatihi Tanpınar, bana kalırsa patetik bir biçimde kendini beğenmiyor ki narsizmin çok güçlü olduğu edebi sanatlar evreninde bu büyük bir handikaptır. Daha kolay listeden çıkartılırsınız. Buna bir de hepimizin bağıran sanatçıları sevmemizi ekleyin derim... Oysa, yaşarken ne olursanız olun, öldükten sonra sadece yazdıklarınız kalıyor, bugün kimse Tanpınar'ın akademisyen olduğunu hatırlamıyor filan... Tanpınar'ın yaşarken değil de öldükten sonra bu kadar okunmasının nedenlerine dair pek çok başka yorum da var. Doğruyu bilebilmek zaten mümkün değil de... Maksat hasbihal etmek galiba...

Bugün biri daha aynı soruyu sorunca (yazınca) bende (daha önce akletmediğim) başka bir ışık yandı. Bu soru neden var dedim, yani nasıl oluyor da farklı yerlerde farklı insanlar bu soruyu akıllarına getiriyorlar... Belki Tanpınar'ı çok sevdikleri için ona yapılanı bir haksızlık sayıyor ve bunu yaparken de bir değerbilir olarak kendilerini kutsuyorlar.

Evet, bu olabilir ama beni enterese eden şey, bu sorunun nasıl kamusallaştığı ve hiç tartışılmadan "doğru" bir soru olarak yaygınlaşabildiği... Çok garip. Acaba diyorum, üniversite müfredatında, edebiyat bölümlerinde böyle bir soru(n) mu ortaya atılıyor, o yolla mı sağa sola sirayet ediyor.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Tanpınar’a Pamuk vb gibi seküler yazarların kıymet verdiği anlaşılınca kitleler okumaya başladı bence. Öncesinde Necip fazıl gibi bir imajı vardı. Hafif dinci Osmanlı sevici tayfanın sevdiği bir yazar diye bilinirdi. Dergah’tan Yky ye geçiş de aynı sebeple süreci hızlandırdı. Tabii bunu kendim gibi seksen sonrası doğan genel okuyucu kitlesi bakımından söylüyorum. Edebiyat çevreleri niye baştan beri sevip yüceltmezdi bilemem.

Related Posts with Thumbnails