Sürekli hislerimizle konuşuyoruz, onu sevmiyorum, o şöyle alçak, böyle hain, onun yüzünden insanlar hapse girdi, nefret ediyorum, gebersin, çürüsün... Dünyaya intikamla bakarsanız, sizden de intikam alacak biri çıkar... Çünkü ne yaparsanız yapın, iş kan davasına dönüşür, birileri birilerine pusu kurar, sayısız entrika çıkar ortaya...
Ortada bir dava var, taraflardan biri devlet, diğeri kim olursa olsun düşünce suçlusu birey... Ne yapıldı veya yapılmadı meselesini hadi konuşmayalım, tarihe bırakalım...
ancak şu bir ilkedir: hiç kimse kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; hiç kimse bir fiil için kanunda gösterilen ceza dışında bir cezayla veya kanunda gösterilen cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılamaz.
Bunun adı kanunilik ilkesidir ve bir tarafın devlet olduğu davalarda hayati öneme sahiptir. Devlet karşısında bireyin temel hak ve hürriyetlerini özellikle suç ve cezaların belirliliği kıstasından yola çıkarak güvence altına almamıza, egemen gücün keyfi uygulamalarından korumamıza yarar.
Ahmet Altan'ı veya Nazlı Ilıcak'ı sevip sevmemek meselesi değil bu... Kişilerle, geçmişle, şimdiki zamanla, bizim hislerimizle ilgili olamaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder