Galiba, hemen her kültürde böyle, yazarın genç ve öfkeli
olmasını istiyoruz. Lafını esirgemeyen, heyecanlı, öfkeli, çekip giden, hızlı
yaşayan, hazcı ve neşeli birini okumayı seviyoruz. Yazar yaşlanıyor ama
yazdıkları genç kalıyor. Genç okur, kuşaktan kuşağa o sempatiyi sürdürüyor.
Genç okurlarla konuşurken hemen fark ediliyor bu. ‘Şundan daha iyi yazar yok’,
‘bundan iyisi yazılmadı’ iddiasını duyunca yüzüm güleçleşiyor. Dünya sayısız
güzel roman ve iyi yazarla dolu... Onlar inat ediyorlar. Fallarında şu yazıyor:
ya okumayı bırakıp o iddiayla yaşlanacaklar ya da yeni maceralara girişip
keşfedecekler.
Otuz yıl olmuştur, Boris Vian’ı ilk okuduğum dönemlerde,
kimi yaşıtlarımla mukayeselere girişir, yazarlarla romanlara lig usulü maç
yaptırırdık. Hararet lazım, Vernon Sullivan, mahlasın asıl sahibi Boris Vian’ı
döverdi bana göre. Daha cesurdu, dobraydı, kestirip atardım. Hele ki Günlerin Köpüğü’nü konuşarak lafa
girenler bana sentimental gelirdi. Bayık ve ağlak bir hicran! Allahım koru
bunlardan beni! Yaş ilerledikçe insan sakinleşiyor, yazarlara ve ağlak
romanlara (!) başka türlü bakması gerektiğini öğreniyor.
Boris Vian genç ölen ve genç kalan yazarlardan.
Fransızlar için sahiden önemli. Günlerin
Köpüğü’nü Fransızcanın en iyi romanlardan biri sayıyorlar. Son elli yılda
hazırlanmış her ankette, her listede adına rastlayabiliyorsunuz. Üstelik,
doğruysa eğer, iki günde, şıpın işi kaleme alınmış bir romandan söz ediyoruz.
Yüksek edebiyata, edebi itibara, entelektüelizme nanik yapan genç bir yazar
işte!
Günlerin Köpüğü’nün
çizgi roman uyarlaması yayınlandı, bizde ilk kez yayınlanmasına karşın Fransa’da
ucundan kıyısından görselleştirenler hep olmuştu. On yıl önce Preteseille
yapmıştı bir uyarlama, bana kalırsa Sartre’ı rosckstar gibi resmetmek dışında
pek başarılı olamamış, hikâye akışkanlığını yansıtamamıştı. Türkçede yayınlanan
son uyarlamanın çizgileri Marion Mousse’ye ait. Mousse bilmediğimiz bir çizer
değil, yakınlarda Frankenstein’ı
yayınlandı örneğin. Ortalamanın üzerinde, deneyimli biri… Uyarlamanın asıl dikkat
çekici tarafı senaryosu. Bu hızlı yazılmış, gariplikler ve mecazlarla dolu
romanın ardışıklığı, trajikomik aurası güzel senaryolaştırılmış, iyi süzülmüş,
iyi toparlanmış; bazen yavaşlayarak bazen süratlenerek çizere büyük kolaylık
sağlanmış.
Günlerin Köpüğü,
daha bir çizere teslim edilebilirmiş, bence mutlaka renkli olmalıymış ama son
kertede iyi uyarlama olmuş. Edebiyattan yapılan çizgi roman uyarlamalarını
doğrusu pek başarılı bulmuyorum, Günlerin
Köpüğü istisnalardan.
Radikal Kitap, 12.12.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder