Çarşamba, Eylül 19, 2012

DG



Bu oğlanın memleketinde bir mahluktan bahsederler: Enkebir... Bir nevi gece cini. Anadolu’da başka başka isimlerle bilinir. Ardahan’da Yolazdıran, Aladağlar’da Harparik, Yozgat’ta Kibilik, Diyarbekr’de Kepoz derler ona; Harput’ta Kamos, Niksar’da Aldaçı, Zile’de Hobur, Kars’ta Mekir, Edirne’de Koncolos... Çukurova’da Varsaklar ona Kara-kırnak ya da Kara Tırnak der. Sürmene’dekiler ise Karakura. Lazlar Germakoçi bazen de Dağkoçi der... Dağ Adamı yani. Kaftarküski, Çarşamba Babası veya Ahubaba diyen de çoktur ona. Kimi Kara Baba diye bilir onu. Ama şu kuru bozkırın göbeğinde, Anadolu’nun çorak kasıklarının ortasında, onu esas Deli Gücük diye bilirler... Oğlan onu imdada çağırıyor. 

19.yüzyıl Anadolu bozkırı, binbir dilli beddua, göz gözü görmez yağmurlar, kimsenin uğramadığı tenha yollar, gece uykusundan sağ çıkan yolcular, afyon ve tütün dumanı, şayia ve velvele, kan pıhtısı...

Memleket kokan adalet. Huzursuz seyyah, kargalarla konuşan adam "yalan dünya, kahrolası hayat". DG, Osmanlı taşrasında, dünyayla, alçaklarla, kendiyle hesaplaşıyor...

Murat Başekim, karanlık bir adamın hikayelerini anlatıyor. Rahatsız edici, tekinsiz ve tuhaf...Zifiri bir siyahlıkla edebiyat şehrengizine çörekleniyor.

Ekim ayında İletişim Yayınlarından...


Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails