Sinema
da edebiyat da benim için hem önemli bir beslenme kaynağı hem de büyük bir
okuldur. Yazılan her tür hikâye aslında yazarının içinden gelir, kaçınılmaz
olarak yaşadığı hayatın tecrübelerinden kaynaklanır. Ama hayat tecrübeleri
içinde sadece yazarın yaşadığı gerçek olaylar değil aynı zamanda hayali olaylar
da yer alır. Gerçeklik vehmi yaratılmış bir gerçeklik varsa eğer; roman
kahramanları , film karakterleri gibi gerçek olmayan kişileri gerçek hayatta
karşılaştığımız kişilerden daha çok kendimize yakın bulabiliriz demek
istiyorum. Dahası hata yapmaktan korkmayarak şunu iddia edebilirim ki; gerçek
bir karaktere dönüşen pek çok tipleme biliyorum. İnanıyorum ki sinema ve
edebiyat, çizgi roman yapmak isteyen insanlar için teknik açıdan da çok önemli
iki medium. En azından benim için öyleler . Kendi fikrimi söyleyecek olursam-
biraz provokatif bir düşünce olsa da buna inanıyorum - bunu çizgi roman
okullarında beni nadiren davet ettikleri toplantılarda sıklıkla ifade ettim-.
Öğrencilere Billy Wilder’ı tanıyıp tanımadıklarını sorarım. Genelde cevap
“hayır”dır, ben de eklerim “o zaman çizgi roman yapamazsınız”. Bana göre birisi
Billy Wilder’ı tanımıyorsa çizgi roman yapamaz. Bence bu gerçekten doğru. En
azından çoğu Billy Wilder’ı kişi olarak tanımıyorsa bile, içlerinden bazıları
birkaç filmini izlemiştir. Ama hiç kimse Billy Wilder filmi izlememişse bence
bu insanların hikâye anlatabilme ihtimalleri söz konusu değildir, çizgi
romanda, sinemada ya da edebiyatta.
[V.Giardino,
çizgi roman ile sinama ilişkisinden söz ederken sözü Billy Wilder'e
getiriyor...]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder