Türkiye'de çizgi roman kültürü, yerleşmiş bir kültür müdür? Yoksa yıllar içinde bir dönüşüme uğramış mıdır?
Otuzlu yıllardan bu yana çizgi roman sürekli olarak yayınlanıyor. Yerli üretim genellikle yetişkinlere yöneliktir, büyük ölçüde ilk kez gazetelerde ve yetmişli yıllardan sonra mizah dergilerinde yayınlamıştır. Oysa hemen tüm dünyada çizgi roman üretimi çocuklara yönelik olarak gelişmiş, yetişkin çizgi romanları çok daha sonra üretilmiş ve geniş anlamıyla marjinal kalmıştır. Batıda marjinal olan bizde mainstream olmuştur diyebilirim. Çocuklara yönelik çizgi romanlarla ilgili açığı ise hep yabancı ürünler kapatmıştır. Diğer yandan çizgi romanların okumaya olan merakı azalttığı düşünülmüş, zararlı bulunmuş öğretmenler, ebeveynler ve çeşitli entelektüeller çizgi romanların içeriklerine, dağıtımına yönelik yasaklayıcı müdahaleler yapılmasını istemiştir. Bulunan alternatiflerden biri çocukları edebiyata teşvik edecek, kabul görmüş edebiyat ürünlerinin çizgi roman uyarlamaları yapılmasıdır. Buradaki sorun şudur: Bu tür edebiyat uyarlamalarının dünya çizgi romanında yeri yoktur, hem pazar payları yok denecek kadar düşüktür hem de estetik olarak değersizlerdir. Hiç birinin üreticisi bilinmez, hatırlanmaz… Genellikle çocuk dergilerinde değerlendirilmişlerdir. Bizde de öyle olmuştur. Yaratılan çizgi roman karşıtı atmosferde çocuk dergileri hem kendilerine pedagojik bir yön göstericilik görevi biçmişler hem de karşı çıkar gibi durdukları çizgi romanı ticari olarak araçsallaştırmışlardır. Hayatın ne kadar değiştiğini gösterir mi bilmem ama yetmişli yıllarda on bin satan bir çizgi roman az satıyor sayılırdı. Çizgi roman dergilerinin haftalık satışları 40 ile 60 bin arasında değişiyordu. O tarihlerde edebiyat uyarlaması çizgi romanların tek başına satış sansı yoktu. Bugünse sayısı yılda 10 bin satan çizgi roman yok…
Bu bir pencere açıyor mu? Türk - genç çizerler bu gelişmelerin neresinde kalıyor?
[11.10.2009 tarihli Cumhuriyet Pazar'da yayınlanan "Edebiyat Çizgiye Döküldü ve..." başlıklı Zuhal Aytolun imzalı haber için yapılan röportaj]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder