Her iki albüm, mimarlık tarihiyle ilgili bir proje kapsamında üretilmiş çizgi romanlar, animasyonları da varmış, onları görmedim. Meraklısı için not düşeyim, aynı seriden iki ayrı albüm daha önce çıkmıştı. Bir yanıyla özellikle Batı Avrupa müzelerinde satılan türden çizgili kılavuzları andırıyorlar. Diğer yönü ise akademik bir tutarlılık iddiaları, ki genel üsluplarını daha çok bu hava belirliyor. Zamana, tarihe ve kişilere gösterilen hassasiyet, tahkiyenin önüne geçebiliyor.
Yüzen Köşk'ün Anahtarı için dizinin en iyi hikayesi denebilir, Bahadır iyi çizmiş albümleri.
Tatlı Limonlar, annesinin yasını tutan, o süreci henüz atlatamamış genç bir kadının hatırladıklarından oluşuyor. İyimser, trajedisini koyulaştırmamayı tercih etmiş, dokunaklı bir "kadın" anlatısı. Akışkanlığı iyi kurmuş, kanırtmamış, didaktik ve "pop" olmamış başarılı bir grafik roman. Türk-Almancı hikayesi de denebilirdi, Almanya'da yayımlanıp buralara gelen albümlerden.
Bulut Bebek, Nuray Çiftçi'nin bant karikatürüydü,
Güneş ve
Cumhuriyet'te yayımlanmıştı. Kitap olarak kaçırmışım, yayınından birkaç yıl sonra 1994'te çıkmış. Aralıklarla yineliyorum, bizim çocuklar için üretilmiş çok az çizgi dizimiz var. Haliyle çocuk kahramanımız da yok. Bulut Bebek, mizahi bantların klişelerini iyi kullanıyor. Bebeğimiz, bir yetişkin gibi düşünerek espriler de yapıyor, anlamlandırmaya da çalışıyor. Espriler, üzerinden zaman geçtiği için aktüele yenilmiş olsa da, orta sınıf dünyasından çıkarımları var, mizah dergilerinde yayımlanamazmış mesela... Masumluğa, saçmalığa, kontrastlara gülüyoruz. Yetişkinleri görmeden-bazen de duymadan izliyoruz olup bitenleri. Bant karikatürümüzün kısa ömürlü işlerinden, devam edebilirmiş, üzücü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder