Salı, Aralık 01, 2020

The Undoing



Senaryo işlerim yüzünden istediğim gibi seyredemiyor ve okuyamıyorum... Bu da galiba okuma ve syretme arzumu çok fena çoğaltıyor, duramıyorum. Gerçi tek bölüm kaldı, gün sayıyorum diyelim, sonuna geldim. Geçen perşembe 19.bölümü erken bitirince, bana fazladan iki gün kaldı ve hurra diyerek sağa sola bakındım...Dişime göre üst üste seyredeceğim bir şey aradım.  O oburluk içinde en çok The Undoing'i beğendim, geçen pazar Amerika'da altıncı ve son bölümü yayımlanan, bir mini diziydi. 

Öncesinde dizi hakkında bir fikrim yoktu, muammalı olacağını düşünerek başladım ve işi senaryo olarak çok beğendim. Yaşadığımız dijital çağda "katil kim" sorusu üzerine bir dizi yapmak pek mantıklı değil aslına bakarsanız... O yüzden altı bölüm yapmışlar, dört bölüm bile olabilirdi. Çünkü siz son bölümü yayımladığınızda birisi mutlaka katili yazar ve işin büyüsü kaçar... HBO risk almış...

Benim hoşuma giden muammayı ve katil kim olabilir sorusunu diri tutabilen senaryo oyunlarıydı... Çengelleri, açmaları, kapatmaları... Daha derinleşebilirdi, psikolojileri yavaşlayarak açabilirlerdi veya Amerikanvari hızlanmaları vardı, başka türlü anlatılabilirdi filan... Dizi beni üç gündür konuşturuyor...

Amerika'da şaşırtıcı izlenme oranlarına ulaşan bir dizinin bizde burun kıvrılarak geçiştirilmesi ayrıca ilginç...Tabii ki beğenilerin tartışılması çok anlamlı değilse de mukayese hoşuma gidiyor, niye sevildi niye sevilmedi karşılaştırması zihin açıcı olabilir gibi geliyor bana...

Dizi, bir roman uyarlamasıymış, ben bilmiyordum, adı da bana manidar (!) "Bilmeliydin" imiş... You should have known ve The Undoing...isimler ilginç 

1 yorum:

Hayat_Erkeği dedi ki...

ilk defa duydum filmi bakayım.

Related Posts with Thumbnails