Ne yazık ki çok açık, bir ülkede sokağa çıkma yasağı varsa, o ülke
normal değildir, o ülke normalleşemiyor, normal yönetilemiyor demektir. Ne dersek diyelim, onlar yaptı, bunlar yaptı, hiiç değişmez. Yok dış mihraklar, yok iç mihraklar, yok vatansızlar, yok faşistler, yok Türkler yok Kürtler, Yok katiller, yok Allahsızlar... Konuşur dururuz, haklı çıkarız, haksız çıkarız, lafı uzatır, azaltır çoğaltırız. Değişmez, sahiden değişmez.
Bir ülkede insanlar belli bir saatte sokağa çıkamıyorsa, sokağa çıkmaları yasaksa orada demokrasi yoktur. Sokağa çıkan her insan düşman sayılıyorsa, sokağa çıkan insandan korkuluyorsa, insanlar sokağa çıkmaktan korkutuluyorsa durum başkadır, tartışılacak tarafı yoktur. Döner dolaşır, eser gürler, siner susar ama istisnasız, er ya da geç herkesi vurur.
Demek ki olmuyor diyerek başka türlü konuşmak gerekiyor. Konuşmak diyorum, haddini bildirmek, küfretmek, susturmak, ağzının payını vermek değil... Konuşmak... Konuşamıyorsak, insan değiliz.
Fotoğraf: Margaret Bourke-White, Newyork 1930
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder