Metal Hurlant, Ocak 1975’te Fransa’da çıkmaya başlamış, çizgi roman dünyasını gerçekten etkilemiş bir dergi. Örneğin bugün Amerika’da yayınını sürdüren Heavy Metal tarz ve biçim olarak derginin devamıdır. Yakınlarda derginin ilk sayısını gördüğüm için şöyle söyleyebilirim: Heavy Metal, ilk dönemlerinde birebir izlemiş Metal Hurlant’ı, röportaj ve yazılar (bazen hikâyeler) hariç sahiden Amerikan versiyonu olmuşlar. Diğer yandan yine anlaşılıyor ki Metal Hurlant da özellikle bilim kurgu ve fantastik literatürüne ilişkin referansları nedeniyle hayli Amerikalı bir dergi. O günlerde bu türden deyimler kullanılmazdı ama her iki de global/glokal etkileşiminin birer sonucu olarak duruyorlar. Metal Hurlant, Heavy Metal kadar uzun ömürlü olmadı, ticari olarak çok satan bir yayın olamadığı söyleniyor ama dergiyi vareden Dionnet, Farkas, Moebius, Druillet gibi üreticiler düşünülürse hayatla ilgili farklı tercihleri olan, tecimsel kaygıları ve hatta maişet dertlerini umursamayan “gençler” olmalarının önemli bir etken olduğunu da eklemek gerekiyor. Devamlılık göstermeyen kopuk kopuk üretimleri yapıyorlar o yıllarda. Bazen şaşırtıcı ölçüde yoğun bazen küskünlükle neredeyse hiç… Hal bu olunca rotatifler beklemiyor, üretim düşünce dergiler vasatlaşıyor, geriliyor. Belki heyecanlarını yitiriyorlar…
Metal Hurlant’ın ilk sayısında Fransa-Belçika ekolüne-mainstream olana yönelik hissedilir bir karşı çıkış görüyoruz. Her şeyden önce çini mürekkebi, siyah-beyaz öne çıkartılıyor. Herge’in az çizgili, parlak renklere dayalı yumuşak anlatısının yerine farklı bir karelendirme, sayfayı bütün olarak tasarlama gibi tercihlerde bulunulmuş. Konu seçimleri zaten tahmin edilebilir, endüstrinin “çocuk okur” dayatmasıyla didişiliyor. Otuzbeş yıl geçmiş üzerinden…Çizgi roman bugün çok farklılaştı ama o günlerdeki bir farklılık hemen göze çarpmış, hemen tüm dünyada sahiplenilmiş. Metal Hurlant benzeri dergiler uzun yıllar pek çok ülkede boşuna yayınlanmadılar.
Metal Hurlant’ın ilk sayısında Fransa-Belçika ekolüne-mainstream olana yönelik hissedilir bir karşı çıkış görüyoruz. Her şeyden önce çini mürekkebi, siyah-beyaz öne çıkartılıyor. Herge’in az çizgili, parlak renklere dayalı yumuşak anlatısının yerine farklı bir karelendirme, sayfayı bütün olarak tasarlama gibi tercihlerde bulunulmuş. Konu seçimleri zaten tahmin edilebilir, endüstrinin “çocuk okur” dayatmasıyla didişiliyor. Otuzbeş yıl geçmiş üzerinden…Çizgi roman bugün çok farklılaştı ama o günlerdeki bir farklılık hemen göze çarpmış, hemen tüm dünyada sahiplenilmiş. Metal Hurlant benzeri dergiler uzun yıllar pek çok ülkede boşuna yayınlanmadılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder