Pazartesi, Şubat 07, 2022

Boru değil!

1933 yılında ilk üniversiteli gazetecimiz sayılan (başka bir iş yapacağı yerde gelip gazeteci olmuş hayretiyle belirginleştirilen) Mekki Sait, Sirkeci'de bir gece geçirmiş, o gecede yaşadıklarını hikayeleştiren bir magazin haberi-yazısı çıkarmış. Yazı, bir otelcinin sözleriyle bitiyor: "Otelcilik bu, boru değil..."

Bana kalsa argoyla ilgili biriyim, sözüm ona öyleyim yani, şaşırıp kaldım, hani ben o dönemi senaryolaştırıyor olsam, herhangi bir karaktere bu lafı ettirmem, "boru değil" dedirtmem... Seyredene tuhaf gelir diye çekinirim. Hatta fikrimi sorsalar, kaşımı kaldırarak ilk kez yetmişlerde söylenmeye başlamış olmalı derdim, değilmiş işte... Otuzlu yıllarda bir gazeteci, otelcinin ağzından, sokak dilinin içinde kullanmış...

Kavalı, flütü kastederek, "içi boş boru değil, çalıyor, üstelik ben çalıyorum" anlamında bir kullanım vardır, burada "değersiz ve boş değil, öyle kolay sanma"... manasında konuşmuş otelci...

Bir sözcüğün ortaya çıkışı, dile sirayet edişi, yaygınlaşması-başkalaşması çok ama çok enteresan bir süreç...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails