Salı, Haziran 18, 2019

Çizgilere Derkenar 13



Esprili bir albüm Key Moments from the History of Comics (Beguiling Books). 2004 tarihli çalışma François Ayroles imzasını taşıyor. Fransa dışına çıkması, Toronto Çizgi Roman Festivaliyle olmuş, İngilizce olarak 2009 yılında basılmış. İç sayfalarda tanıdık bir isme, Jean Pierre Mercier’e teşekkür edilmiş. Albüm, tam sayfa karikatürlerden oluşuyor; çizgi roman dehalarının hayatlarındaki kırılma noktalarıyla ilgili eğlenceli yorumlar yapılmış. Sonraki keşif ve başarılarına neden olan “an”lar resmedilmiş demek daha doğru.

Güzel tekrarlar yapılmış, bazen öyle hınzırca şeyler söyleniyor ki o çizer hakkında bir parça dedikodu bilmek gerekiyor. Mad, Raw ve Heavy Metal’in aynı kartonlarla yorumlanması güzel tekrarlardan biri. Forest’in erotizme meyli ya da Giraud'un “nefes” aralıkları, Chris Ware’ın Sevgililer Gününde Charlie Brown’a gönderdiği mektup, dernek toplantısında erkek çizerlerin kenarda toplaşarak danseden kadınları seyretmesi hoş ayrıntılardan bir kaçı. Ayroles, bildiğim bir çizer değildi, ironisine bayıldığım için başka işlerini de arayacağım.


Büyülü Rüzgâr, Aynalar Dağı (No:73) bölümünden söz edeceğim. Güzel hikaye çünkü. Manfredi, bilindiği gibi bir ana hikâyeyi, asıl olarak baba-oğul arasında gelişen bir savaşı anlatır. Ana hikâyenin dışında anlatılan, kaçarken-kovalarken geçerken yaşanan serüvenleri çok da parlak değildir. Aynalar Dağı'nı yazdığıma göre sonuçta istisnalar da varmış demek gerekiyor.

Manfredi, hikâyelerini daha fazla sayfa ile anlatmak istiyor; bu da dizinin en önemli handikabı. Karakterler, çeşitli derinlikler, farklı ruh halleri sayfa sınırlaması nedeniyle çok zaman güdük kalıyor, birdenbire bitiveriyor. Final alelusul hızlanıyor ve bu hız, finalde beklenen ve türe özgü olan bir sürat olmuyor. Toparlama adına hızla geçiliyor, öyle ki bazen birkaç konuşma balonuyla ne olduğu anlatıldığı oluyor. Öyle olduğunda hep geriye dönüp gereksiz kareleri arıyorum, hani finalde elini ferah tutmak için hangi kareyi atabilirdi diye düşünüyorum. Karşıma hep pitoresk sahneler çıkıyor, bana, feda edilmeleri gerekirdi gibi geliyor.

Aynalar Dağı, sözünü ettiğim ara hikâyelerden biri, temelde yaşlılıkla ilgili. Hoş, derginin önsözleri Şamanlıkla ilgili açıklamalara dayandırılıyor. Orijinalleri görmediğim için bu yoğunlaşmayı anlayamıyorum ama her ne olursa olsun, Bonelli de bu tercihi yapmışsa bile, gerçekten abes olmuş. Kızılderili mitolojisine yapılan göndermeler gerçeklik vehmini artırmak için kullanılıyor sadece. Bir başka deyişle dizinin ne gerçekçilik iddiası var ne de belgecilik yapıyor. Hemen tüm hikâyeleri bu gözle okumak gerekiyor, pek çok mitolojik göndermenin Manfredi’nin tahayyülüne dayandığı aşikâr.

Aynalar Dağı hikâyesi bu türden benzer göndermeler içeriyor ama benim için onu farklı olan “başrolün” yaşlılara verilmesi. Serüven edebiyatı, gençlik, zindelik, güç ve güzellikle ilgilidir. Yaşlılar, genellikle “ermiş” nitelikleriyle görünürler, başka bir dünyadan konuşabilirler, kılavuzluk eder, olgunluk içeren sözleriyle yön gösterirler. Ancak ve o kadar varolabilirler.

Aynalar Dağı, kabileleri ve çocukları tarafından terk edilen bir grup yaşlı yerlinin varolduklarını ispatlamak için kalkıştıkları yolculuğu anlatıyor. Yolda Büyülü Rüzgâr ile karşılaşıyorlar, yine sonra kibirli ve arsız bir başka “genç” Kızılderiliyle yolları kesişiyor. Yaşlıların kendi aralarındaki çekişmeleri, geçmişlerini hatırlayışları, aktarılan kısa hikâyeler gerçekten başarılı anlatılmış. Misk Faresi meseli, ilgi çekici olduğu kadar hikâyenin ana temasını da oluşturuyor. Ayrıca iyi çizilmiş, ligne clair havasında bir berraklık var. Kapak, tipik pulp estetiğiyle yapılmış, içerideki hikâyeyse pek çok açıdan ne pulp ne de mainstream.  Aynalar Dağı, yaşlıları ve yavaşlığı için bile okunabilir.


Joe Sacco’nun Filistin albümü, gerek grafik romanın gerekse siyasi çizgi roman türünde ilk akla gelen çalışmalardan biridir. Malumunuz bizde de yayımlandı. Hakkında uzun uzadıya konuşmak gerek ama hemen gözüme çarpan bir çeviri dikkatsizliğinden söz etmek istedim, şöyle bir cümleye rastladım: “Watch your local comic-book store”. Sacco okuyucusu ile konuşurken önemli bir çalışma yaptığını, tamamladığında büyük bir eser ortaya çıkacağını filan söyleyerek kendini gaza getiriyor ve ardından yukarıdaki sözleri sarfediyor. Şöyle çevrilmiş: “Çizgi romancınıza sorun arada bir”. Değil tabii…Çocukluğumda çizgi roman dergilerinin genellikle son sayfalarında çıkan ilanlarda “Bayiinizden ısrarla isteyiniz” yazardı. Biraz onun gibi bir şey söylüyor... Böyle çevrilince Sacco’nun narsizmi de mizahileşmiyor.

Blankets, Craig Thompson’un (d.1975) önemli ödüller kazanmış grafik romanı.  Gerçi ilk baskılarda kapakta, “illustrated novel” yazmayı tercih etmişti. Amerika için bilinen anlamda comics anlayışından farklı olduğunu gösterebilmek için sıklıkla başvurulan grafik roman nitelemesinden bile uzak durmak istemişti. Sonraki baskılarda bunu değiştirdi. Blankets, otobiyografik nitelikli bir çalışma, Eisner ve Harvey başta olmak üzere pek çok önemli ödülü hak ederek kazandığını söyleyebilirim.  Hemen tüm hikâye soğuk kış günlerinde (Battaniye ismi boşuna seçilmiş değil) geçmesine rağmen çok sıcak bir dili var. Thompson, köktenci bir Hıristiyan ailede büyümüş, onun büyüme serüveni, ailesi ve kardeşiyle olan ilişkileri, din ile seküler hayatın çelişkileri, âşık olması, iyilik ve kötülükle ilgili çekincelerini anlatıyor. Çizgi romanın endüstri olduğu her ülkede yayınlandığını ve çok sevildiğini söylemek gerek. Siyah beyaz olan albüm, 600 sayfaya yakın bir kalınlıkta. İlk sayfalarla hikâyenin ikinci yarısı karşılaştırıldığında Thompson’un çizgisinin olgunlaştığı, sayfa düzenlenmesinin, görsel göndermelerinin zenginleştiği görülebiliyor. Bazen öyle bir sayfa resmediyor ki, uzun uzun seyrediyorsunuz, kareler-sayfalar bazen öyle bir akıyor ki… Amerikalılar, en iyiler listesi yapmaya pek meraklıdırlar. Blankets’i de bütün zamanların en iyi 10 grafik romanından biri olarak seçmişler. Hiç de abartılı değil, bunu söyleyebilirim.

[Bütün metinleri en az on yıl önce yazmışım, kaybolmasınlar diye bloga yüklüyorum.]

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails