Hastalık: Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır
ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen
adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum “Kürk
Mantolu Madonna”yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum (Sabahattin Ali, Kürk
Mantolu Madonna).
Vassal: Bozulmuş ve yıpranmış yazmaları yenileyerek
onaran sanatçı.
Kazı: Esas olarak romanın kendisi, insan beyninde yapılan
bir kazıdır. Suç bu kazıyı en iyi şekilde
yapmamızı sağlayan yöntemdir. Bu nedenle ben polisiye
yazıyorum (Ahmet Ümit).
Hafız-ı Kütüp: Kütüphaneci, kitap koruyucusu.
İstanbul’un baharı yoktur!: İstanbul’da on iki ayın
yarısı kış yarısı yazdır. Bahar, çokluk kış ortalarına serpişmiş yazdan kalma
hârikulâde aydınlık, sımsıcaklardır; karakışın ortasında, karanlıklarda çakan
şimşekler gibi bir an gelir, ertesi gün bu bir anlık mutluluğun öcünü almak
istercesine, daha karanlık, daha gümbürtülü, daha sırılsıklam günler birbirini
kovalamaya başlar (Orhan Kemal, Önce Ekmek).
Cep Kitabı: Chapbook, cep boyunda ucuz kitaplara verilen
isim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder