Cuma, Kasım 09, 2018

Yavaşlık 1


Ankaralı olunca İstanbullulardan "Ankara yorumu" duymaya alışıyorsunuz. Laf, mutlaka bir Ankara eleştirisine ve iki şehrin karşılaştırmasına dönüşüyor. Sevdiğim bir İstanbullu abim, Ankara'da bir dükkana girdiğinde, alacağını alıp çarçabuk çıkamadığını, istisnasız herkesin "yavaş" olduğunu, bir türlü işini halledip tamamlayamadığını, satıcıların mutlaka sallandığını söylemişti. Esnaf para üstü veremiyor, yerinden kalkamıyormuş falan filan. Aklımda yer etmiş bir eleştiriydi, o gün bugündür, bunu ölçüp biçerim.

Beni tanıyanlar bilir, işimi çabuk halletmeye çalışırım, yavaş biri değilimdir. Yavaşlık beni de çileden çıkarır çoğu zaman.

Dün Eskişehir'den dönerken trende fantastik bir şey yaşadım. Bir vagon dolusu Hintli turistle beraber Ankara'ya geldim. Hintli bir kalabalıkla karşılaşmak bana çok ilginç geldi, bağırarak konuşmaları, sürekli ayağa kalkıp dolaşmaları, biteviye yer değiştirmeleri, satıcıyla uzun uzun konuşmaları, bisküvi paketlerini delirten bir titizlikle incelemeleri, hep birlikte çatır çutur elma yemeleri filan... itiraf ediyorum, bayıldım. Correct olmayacak biliyorum ama sitcom gibiydi.

Şunu fark ettim, sürekli ayakta oldukları için vagondan gelip geçenlere engel oluyorlardı. Ben olsam, pıt diye çekilirim, hızlanırım, ihtimam gösteririm. Hintliler bu konuda inanılmaz bir "gamsızlıkla" kenara çekilmiyor, aheste yürüyüşlerine devam ediyorlardı. Arkada kuyruk olmuş, birileri beklemiş hiiiç umursamıyorlardı. Çeşitli duygularla defalarca izledim bu sahneleri. Şaşırdım, hafiften kızdım, güldüm, bir mana aramaya çalıştım. Sonuçta niye acele ediyoruz ki... dediğim de oldu. Trenin vagon sayısı belli, gidecek oturacaksın işte diyebiliriz diye düşündüğüm de.. Hintlilerin yavaşlığı, benim aculluğum, Ankara esnafının rehaveti, İstanbullu müşterinin sabırsızlığı...

Yaşam sür'ati diye bir şey var. İklime, günlere, mevsimlere, bölgelere, belki şehirlere ve çağlara göre "denişiyor" galiba. Kuşlar uçuyor hoh hoh.

3 yorum:

Sokrates'in Yeğeni dedi ki...

İlginçtir, böylesine yavaş yaşayanlar zamansızlıktan hiç şikâyetçi değiller.

Beyaz Yakalı dedi ki...

Yavaş yaşayanlar benim de sabrımı zorlarlar. Ben İstanbul gibi dinamik hayatı sevenlerdenim, Ankara mı hem deniz yok hem soğuk. Yolda insanlar birbirine selam bile vermiyor. İstanbulun dinamiği, İzmirin güler yüzü diyorum :))

Adsız dedi ki...

Saplantili Turk dusmanlarinin ansiklopedi maddelerinde konu Turklere gelince nefret ogelerini koymakla yetinmeleri gibi Ankara sevmezlerin klasik ogesi de deniz yok.Soguk da ikincisi.Kisin camur rengine donmus denizin kiyisindaki nemli islak,ice isleyen gri Istanbul sogugunu bilmesek...
Neyse Ankara nin sevmeyenlerin farketmedigi anlamadigi kendine ozgu bir dinamigi vardir.Adam carpmazlar, gayet de kibardirlar ustten davranilmadikca.

Related Posts with Thumbnails