+ Nihayet kendim için birşey okudum, o da incecik Hoşgör Köftecisi, öyküler değil ama konuşan Orhan Veli
güzel (31 Temmuz). + The Raven, Poe'nun muammalı
ölümünün arifesini anlatıyor. Bir seri katil hikayesi, Poe kimi sahnelerde iyi
kullanılmış,geneli kötü değil (30 Temmuz). + Dr. Seuss
the Lorax, teknik olarak çok başarılı bir animasyon ama hikaye, aşk
hikayesi ve kahraman dağılıp gitmiş (29 Temmuz). + Tuna'yla Max 2'ye gittik, ilkinden daha iyiydi, teknik olarak
ortalamanın altında bir animasyon. 7+ esprisi yok, bu da senaryo zaafı (28
Temmuz). + Hysteria, iyimser bir film, komik
değil mutlu film. Cinselliğin kıyısında durmayı seçmiş, Rupert Everett'i
beğendim, karton ve küçük bir rolü olmasına rağmen bir tat vermiş (27 Temmuz). +
Sanjuro, klasik, ilham verici entrika, arada
seyretmeli (26 Temmuz). + Le Samourai, döneminin teknoloji filmi, kötüler polise
yenilir sansürüyle yürüyor, gang-opera (25 Temmuz). + İstanbul seyahati, acil
toplantı (24 Temmuz). + Black Gold,
klişe-oryantal serüven (23 Temmuz). + Sacco'nun Gazze'nin
Dipnotları'nı okudum, hakkında bir şeyler yazacağım (22 Temmuz). + Cleanskin, aralıklarla tempolu güzel aksiyon var ama
ana hikaye nereye gideceğine karar verememiş, entrikayı heder etmişler (21
Temmuz). + The Hunter,
izliyorsun ama kim kime niye ne yapmış, yapıyor anlaşılmıyor? Niye öldürüyorlar,
bu Avcı sahiden neci? Hangi ara öldü o aile vs...(20 Temmuz). + H
arakiri'de En Kahraman Rıdvan'ın yeni hikâyesini
mi okudum, eskilerden birini mi anlayamadım. Bu muhtemelen iyi bir şey ama buna
da emin olamadım (19 Temmuz). + LManyak 200 özel
sayıda ilk kadroya itibar göstererek doğrusu yapılmış, bunu 100.sayıda yapsalar
daha iyi olurdu, geç de olsa güzel olmuş (18 Temmuz). + Adem'in Kekliği ve Chopin-Mustafa Çiftçi, -dindar taşralı dünyası.
Ankara heyulası, Yozgatlılar, sıkıntılar, yazarını dikkatle izleyeceğim (15
Temmuz). + Cunda Adası tatili (13 -20 Temmuz). + Being Flynn'ı
beğendim, kuşak çatışmalı otobiyografik hikâyeleri seviyorum, De Niro
klişesinin bir parça dışına çıkmış, filmi götürmüş (12 Temmuz). + Çıngıraklı Top, iyi
niyetinden şüphe duymuyorum ama nitelik olarak seksenli yıllar sinemasında
kalmış (11 Temmuz). + Superbad, bir başka
erkek kardeşliği komedisi. Çok başarılı ve kıkırdatan sahnelere sahip. İyi bir
ergen filmi, iyimser (10 Temmuz). + The Dilemma,
erkek kardeşliği komedisi, iyi oyuncular ve iyi sahneler var ama temposu düşük.
Ron Howard adına hatırlanmayacak bir iş (9 Temmuz). +
Dirty Girl, vasat. Yeni usül kuşak çatışması
filmi diyelim. Ergenlerden biri gay olmasa izlenir bir hikaye de kalmayacak (8
Temmuz) . + Okko 3-Hava Devri, özellikle ilk
albüm çok başarılı, üleen kahraman gitti, heder oldu dedirtiyor, ilginç bir hikâye
oluyor (7 Temmuz). + Büyülü Rüzgar 116-117,
güzel hikaye ama yine sıkışık, 116'da olanlar 117'de berhava oluyor. Mesela
nerde şimdi şu güzel Kızılderili kız? (6 Temmuz). + İstanbul yolculuğu, yayın
kurulu toplantısı (5-6 Temmuz). + Midnight in Paris,
ertelediğim bir filmdi, , Kahire'yi hatırlattı, onun gerisinde ama rahat, her
bakımdan iyimser bir film (4 Temmuz). + Catch 44,
karakterler derinleşmiyor, kim ne niye çok da anlaşılmıyor, Tarantino
diyalogları, video klip estetiği ve dan dan atılan silahlar (3 Temmuz). + Death of a Superhero, bu kadar dram bana haram (2
Temmuz). + Bir Ses Böler Geceyi, efektler iyi
değil, gece sahneleri seyri zorlaştırmış, belki başka oyuncular olmalıydı. Çok
sadakat gösterilmiş romana. (1 Temmuz).
1 yorum:
Aaa! Hoşgör Köftecisi mi? Ömrümde duymamıştım. Ne hoş! Bulmalıyım. Teşekkür ederim Levent Hocam, gene Derin Hakikatler'den, sayenizde nasiplendim:)
Yorum Gönder