Perşembe, Kasım 05, 2009

Forresten İçin Takdim


Türkiye’de çizgi roman aralıklarla yüz yıl kesintisiz olarak seksen yıldır yayınlanıyor. Başlangıcını pek çok ülkede olduğu gibi Otuzlu yılların Golden Age dönemi Amerikan çizgi romanları oluşturmuş. Yerli üretimin yoğunlaşması ise ellili yıllarda gazetelerde yaşanmıştır. Özellikle tarihi çizgi romanlar bu yoğunlaşma döneminin başat türünü oluşturmuştur. Yetmişli yıllarda ise bir başka güçlü damar ortaya çıkar: Milyonu aşan toplam satışlarıyla mizah dergilerinde yayınlanan çizgi romanlar farklı bir geleneğin habercisi olurlar. Her şeyi başaran yenilmez kahramanların yerini zaafları olan mizahi kahramanlar almıştır.

Seksenli yıllarda ise anlatıcıların öne çıktığı, kahramandan çok o çizgi romanı kimin anlattığının daha fazla önem kazandığı bir başka dönem başlamıştır. İlerleyen sayfalarda gördüğünüz çizgi romanlar bu dönemin yarattığı anlatım biçimlerinden etkilenmiş ürünlerdir. Galip Tekin, Nuri Kurtcebe ve Suat Gönülay’ın öncülüğünü yaptığı tür olarak fantastik anlatılar olarak görülebilecek bu dönem ürünlerinde korku ve bilimkurgu öğeleri toplumsal eleştiri ile harmanlanmıştır. Eleştirel yaklaşımı ise sola yakın olmakla birlikte genel anlamıyla hayata-topluma karşı bir muhalefet olarak özetlenebilir. Ebeveynler, öğretmenler, politikacılar, askerler kısaca otorite konumundakiler bu yeni hikâyelerde eleştirilenler safında yer almışlardır. Kapitalizme yönelik husumet, toplumdaki rekabetçi yapılanma, modernizm karşıtlığı, bağnazlık, dini taassuba yönelik bir karşıtlık kurdukları da söylenebilir. Yakın dönemlerde ise dünya çizgi romanında yaygınlaşan otobiyografik anlatımlar Türkiye’deki çizgi romancıları oldukça etkilemiş, iddiasız, minimalist ve kişisel hikâyecilik yaygınlaşmıştır. Çocukluk anıları, aile ilişkileri, metropollerin soğukluğu karşısında özlemle hatırlanan küçük şehir ve kasabalar bu hikâyelerde sıklıkla başvurulan temalar olmuştur.

Türkiye’de çizgi roman hiçbir zaman endüstri olamamıştır. İtalyan çizgi romanlarının sevildiği, frankofonların yerli çizerleri etkilediği söylenebilir. Tamamı yerli çizerlerin üretimlerinden oluşan çizgi roman dergileri artık yüksek satışlar yakalayamıyor ama ısrarla yeni denemeler yapılıyor. Kapanan her dergiyi bu coğrafya insanlarının sebatsızlığına, yeni çıkan dergileri ise inatçılığına bağlamak mümkün.

[2005 yılında, Norveç'te çıkan Forresten Dergisi Türkiye'den çizgi romanlar yayınlamıştı. Takdim amacıyla kısa bir yazı yazmıştım. Gülay Kutal çevirmişti]

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails