Meğerse bir hırsız olabileceği şüphesiyle evine giremiyormuş, dairesinden çıkarken ışıklar kapalıymış, geldiğinde açıkmış filan... "Evham yapıyor olabilirim" diyor ama neredeyse titriyor, "isterseniz ben eve girebilirim, birlikte kontrol ederiz" diye bir şey önerdim.
Öyle de yaptım, içeri girdim, odalara baktım, bir şey yoktu, sonra onu çağırdım, kontrol etmesini bekledim ve ayrıldım. Hayat kolay değil, evham, endişe, anksiyete, sıkıntı her hamlemizde bizi zorlayabiliyor. Önemli bir şey yaptığımı da düşünmüyorum.
Benim için ilginç olan bundan sonrası...
Bu teyzeyle bir biçimde komşuyuz ve doğal olarak karşılaşıyoruz. Olaydan sonra sayısız kez yan yana, yüz yüze, karşı karşıya gelmişizdir, bir kere olsun bana selam vermedi, selamı geçtim, yüzüme bakmadı, bütünüyle ben yokmuşum, sanki bir görünmezmişim gibi geçip gidiyor yanımdan.
Önceleri şaşırmıştım, sonra giderek meraklanmaya başladım, bir biçimde kendisine yardımcı olmuş birisine insan bir merhaba der, bir tebessüm eder gibi geliyor bana... Galiba diyorum, bana ve dış dünyaya karşı bir zaaf gösterdiği için kendini suçluyor ve benden (bizlerden) utanıyor... Belki, kendisiyle alay ettiğimizi ve küçük gördüğümüzü düşünüyor, o evhamını unutmak istiyor falan filan... Aklından ne geçtiğini bilemiyorum.
5 yorum:
Selamlar, yan binadaki komşunuzun yalnız yaşadığına hükmettim. Uzun yıllar yalnız yaşamışsa sosyal becerilerini kaybetmiş olabilir diye aklıma geldi... Zülal.
Valla benim de yorumlarım oluyor, haklısınız, dediğiniz gibi olabilir, muhtemelen yalnızlık insanı "acılaştırıyor"... Gel gör ki, mahallede başka yalnızlar var, o yalnızlık gevezeliğe de vurabilirdi :) Bana selam vermek zorunda değil elbette...İyilik ve yakınlık kavramıyla bakıyor ve abartıyorum belki de... karışık hislerim olmasa yazmazdım. Çok selam
Bu kış sabah 07 civarı mutat sabah yürüyüşümü yaparken 10 metre kadar önümden yürüyen,mahalleden göz aşinalığım olan ve yaşı benden büyük (58 yaşındayım) bir hanımefendi bir şeye takılarak yere kapaklandı..rotamı hemen ona çevirerek kalkmasına yardım ettim..birşeye ihtiyacı olup olmadığını sordum..teşekkür etti..ben bir iki dakika daha yanında yürüyüdükten sonra vitesi arttırıp yoluma gittim..çok değil 10 gün sonra hanımefendiyle mahallede karşılaştık.."nasıl oldunuz?" diye sormaya fırsat kalmadan başını çevirip yürüdü..duygularınızı anlıyorum çünkü aynısını yaşadım..ama insanoğlu böyle..
Belki de bir çeşit demans hastasıdır.Dört yıl önceki o tavırları bana öyle geldi.Onca sene sonra da sizi hatırlamıyordur.O gece ışıkları yaktığını hatırlamadığı gibi.O hastalığın nasıl bir şey olduğunu defalarca tecrübe ettiğim için belki de bana öyle geliyodur,kim bilir....
Arzu Tırak'a... Yanlış mı anlattım acaba? Dört yıl sonra beni tanımıyor değil, ilk kez altı yedi saat sonra görmüş olabilir, aradan bir gece geçti çünkü... daha ilk andan itibaren "görmedi" beni... halen de devam ediyor... Görmüyor beni... Kafayı taktığımı düşünmeyin, sahiden anlamaya çalışıyorum, selamlaşmıyorduk, yine selamlaşmıyoruz, yardıma ihtiyacı oldu, yardım ettim, bana manen borcu filan yok, minnet etsin filan değil yani...Ben yapamam böyle bir şeyi, o yüzden ilginç geliyor bana... Demans değildi, şimdi de değil, hastalığa bağlı bir unutkanlıkla açıklayamıyorum ben durumu...Sınıfsal bir şey bence yaptığı... Neyse çok selam
Yorum Gönder