Pazar, Ocak 22, 2017

Son Okuduklarım 10


 İlk albüm, Louvre müzesini anlatan David Prudhomme çalışması. Arada bizde de böyle şeyler deneniyor ama pedagoji baskısı, talim ve terbiye niyeti işin cılkını çıkarıyor. Hem müzeyi anlatacaksın, hem bir ardışıklık kuracaksın hem de sanat işi çıkartacaksın. Vallahi yapmış! Paris Soirees (2012) albümü ile Love (2015) albümleri tarz olarak birbirlerine benziyorlar. İkisinde de balon ve anlatım kutusu kullanılmamış: "Sessiz çizgi romanlar". İlki komik çizgili, partilerde ve gece hayatında geçen bir ilişki kitabı. Çok başarılı ve ilham verici. İkincisi reel çizgili bir orman hikayesi. Bilenler için yazayım, Gon havasında...Sonuncusu, düzenli olarak okuduğum Yalnız Kurt'un son albümü. Sert ve ölümün eşiğinde geçen sert hikayelerde garip bir yumuşaklık vardı ama bu bölümlerde ivme yükseldi.


 Live Free or Die (2011) Nazi işgali altındaki Fransa'da geçen dokuz öykülük bir albüm. Hepsi değil ama bir iki öykünün sakinliği ve hiç de önemli bir şey anlatmıyorum havası çok hoşuma gitti. Diğer üç albümden ikisi illüstrasyon albümleri. İlki Baldazzini'ye ait. İkincisi, metin, illüstrasyon ve çizgi romanlardan oluşan Loisel ile Le Guirec ortaklığı. Deviant Virtues'ten bir iki öykü, sanıyorum, doksanlı yıllarda Türkçe'de yayımlandı. İngilizcedeki yayını 2015. Son albüm Eros Gone Wild bir dörtleme. Albümleri birbirinden ayıran alt başlıkları var: Travel Stories, Lingerie Stories, Summer Stories gibi... Tamamı erotik hikayelerden oluşuyor. Bunların da epeycesi sansürlü de olsa doksanlarda kullanıldılar. Bendeki İngilizce tercümeleri 2015 ama sanıyorum, başka bir yayınevinden daha önce de çıktılar.


Sam Pezzo, Giardino'nun özel dedektifi, kırk yıllık ömrü olabilir. Geleneksel polisiyenin tüm unsurlarını taşıyor, sonraki işlerinin edebi derinliğini taşımasa da güzel kısa hikayeler. Masters of the Ninth Art, 2005 yılında çıkmış. Frankofon çizgi romanının ustalarını anlatıyor, her bir bölüm önemli çizere ve çizgi romanlarına ayrılmış. Tardi ve Moebius bölümlerini beğendim. Portugal, Pedrosa isimli dehayı keşfetmemi sağladı, müthiş çizgiler, hikayeyi unutuyorsunuz, öyle ilginç ve öyle çok kendine özgü çizgiler ki... bakakalıyorsunuz. Magician's Wife (2015), Boucq nedeniyle ilgimi çekmişti, dramatik yoğunlaşmasını ilk bölümlere bakarak, farklı bir yönde ummuştum, başka yerlere giderek başka bir hikaye oldu, sonra yine başa dönerek tamamlandı, yine de ilginç diyelim.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails