Çıkış noktam, bir kenar mahalleydi. Kimsenin mutlak iyi ya da kötü
görünmesini istemiyordum, özdeşlik kurulamayacak karakterleri ve belirli
bir soğukluğu olsun istiyordum. Bütün kenar mahallelerin az ya da çok,
suçla ilişkisi olur; sınıf atlamak ve yırtmak isteyen insanların olduğu
yerde para hırsı ve tutkusu olur. Paranın olduğu yerde mutlaka paylaşım
kavgası olur. Hiyerarşi oluşur. Yukarıdakiler aşağıdakiler kavgası olur.
Kurnazlıklar, cesaret gösterileri, kendini sakınmalar, yaltaklanmalar,
hesaplar, abiler, reisler, başkanlar filan çıkar, yaşanır… Volkan bir
hırsız, Cavit o hırsızları yöneten bir tedarikçi, yukarıya/muktedirlere
iş yapan küçük esnaf. Siyasi bir entrika ve çekişme anlattığım için
mahalleye, aileye, ilişkilere yoğunlaşmadım. Lili’yi merkeze taşıdım ama
aşk ya da cinsellik hikâyenin önüne geçsin istemiyordum. Tempolu,
değinerek geçtiğim, her şeyi tamamlamadığım, okura bırakılmış tarafları
olan bir hikâye
Uzak Şehir. Ölülerin anlattığı bir hikâye deyişimi, okuyanlar daha iyi anlayacaktır diye düşünüyorum.
Bant Mag'a konuştuk
link
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder