Pazar, Ekim 07, 2012

Popüler Kültür Ürünü Satmıyorsa Sansürü de Gevşer


Amerika’da bir dönemler, çocukların psikolojisini bozduğu için çizgi romanlara sansür uygulanmaya başlamış ve çizgi romanın altın çağı böylece sona ermiş. Halbuki çizgi romanın kolay okunur olmasından ve eğitim seviyesi düşük, okumayı sevmeyen insanlara hitap edebilirliğinden dolayı çok önemli bir eğitici misyonu olmalı ki eğitici, eleştirel ve aklın sınırlarını zorlayan örnekleri de mevcut geçmişte. Çizgi romanlara karşı bu olumsuz ön yargı neden kaynaklanıyor? Ben gençken de bunları okuyan çocuklar için çevrelerinde ‘bundan adam olmaz’ gibi söylemler duyardım. Halbuki günümüzde çocukların okuduğu vampir hikayeleri çizgi romanlardan çok mu farklı ki bunların kitap formatında olmasından dolayı çocukların hayal gücünü geliştirdiği yönünde olumlu bir algı oluşmuş? 
Buradaki müdahale, popüler olanı denetleme arzusundan çıkıyor. Siyasal iktidarlar kendi denetimleri dışına çıkan her türlü yoğunlaşma ve ilgiden endişe duyarlar. Moda, sinema, tv, müzik veya yazılı basında benzer nitelikte gelişen sansür hikayesine rastlayabilirsiniz. Mesele  zarar ya da fayda değil yani, denetimi altında olma ya da olmama meselesi. Çizgi romanlar zararlıdır şayiası, bir sansür ve kontrol mekanizması kurulduktan sonra azalır, o büyük kampanyalar sona erer. Popüler kültür ürünü eskisi kadar "satmadığı" zaman bu tür sansür hikayelerin öznesi de olamıyor. Elbette bu hikayeler monolitik değil, sansür karşıtları da mevzi kazanıyorlar. Mahkemelerin katı kararlarını yumuşatıyorlar, onlar da kamuoyu oluşturuyorlar. Çizgi romanın bir sanat olduğu, bir eğlence aracı olarak sanıldığı kadar zararlı olmadığı da sansür kavgaları sırasında geliştirilmiştir. 

Amerika’da 60’lı yıllarda ortaya çıkan yeraltı çizgi roman akımının Türkiye’de de örnekleri var mıdır? Yeraltı çizgi romanın dil, uslup, şekil olarak farklılıkları nelerdi? 
Bizim çizgi roman anlayışımız bence zaten yetişkinlere yönelik oldu hep. Çocuklara yönelik yerli çizgi roman üretimimiz yok denecek kadar azdır. Tarih anlatmak, cinselliği kullanmak ya da şiddet öğelerinin yoğunluğu bakımından mukayese edilirse popüler çizgi roman kahramanlarımızın neredeyse tamamı "adult" ibaresiyle yurt dışında yayınlanabilir. Oysa hemen tüm dünyada çizgi roman, 7-14 arasına hitap eder. Bizim üreticilerimiz o bahse, çocuksu ya da ciddiyetsiz bulduklarından dahil olmadılar. Dünyada özellikle 1965-75 aralığında gelişen underground tarzı bizde özellikle mizah dergilerinde üretilen çizgi romanlarda varoldu, halen de üslup olarak varlığını koruyor. 

Sansür sonrası çizgi roman tekrardan ortaya çıktığında artık alt eğitim gruplarından orta ve üst eğitim gruplarına hitap eder olmuş. Bu değişimin nedeni ne olabilir? 
Böyle bir şey olmadı, aksine 1950 Sansürüyle çizgi roman çocuk okurla sınırlandı ve yetişkin okura yönelik hikayeler ehlileştirildi.  Çizgi roman geçmişte çok ucuzdu, satışlar düştükçe üretimi azaldı ve geçmişe nazaran pahalandı. Çocukluğundan itibaren çizgi roman okuyan bir kitlesi olduğu için, bu azalan kitlenin beğenilerine göre üretim yapılmaya başladı. Hikayeler değişti, baskı ve sunum niteliği güzelleşti vs...Müşteriye, izleyiciye ya da okura göre üretim yaparsınız. 

Çizgi romanda ABD’yi Fransa ve Japonya takip etti. Tenten gibi Frankofon kültürün yarattığı bir eser tüm dünyaya yayıldı. Sonra Japonya’daki mangalar da tüm dünyada yankı buldu. Yine de tüm bunlar ABD ile yarışacak nitelikte olmadı. Amerika’nın bu başarısı çıkartılan eserlerin niteliğiyle mi ilgili yoksa kültür endüstrisini pazarlamaktaki başarısı ile mi alakalı? 
Global kültür endüstrisi İngilizce üzerinden gelişiyor. Amerika bu endüstrinin merkezi. Farklı dillerdeki üretimleri ancak İngilizceye tercüme edildiğinde öğrenebiliyoruz. Yoksa Japonya'daki çizgi roman satışları Amerika'daki satışlardan kat be kat daha fazla. Ama biz mangayla Amerika üzerinden tanışıyoruz. Bu mesele sadece çizgi romanla ilgili değil. Ticari ağlara dahil olabilmek için endüstriyel ve kültürel kodları biliyor olmanız gerekiyor, yoksa yerel kalıyorsunuz. Yoksa biz de Gırgır gibi çok satan ve çok üretici çıkartan bir mecra yarattık ama bunun yurt dışında tek bir karşılığı, maddi getirisi olmadı, olamazdı. Çünkü yereldi. 

Bizde de Tarkan, Karaoğlan gibi başarılı örnekler var ama hepsinden daha önemlisi belki de sadece bize özgü olan muhalif tutumlarıyla insanları gülümseterek sorgulamaya götüren mizah dergilerimiz. Bunları da çizgi romanın bir kolu olarak sayabilir miyiz? 
Elbette, teknik olarak böyle bir ayrım yapılamaz. Bunların hepsi çizgi romandır. Anlatım biçimleri, çizgiyi kullanma tarzları farklı olabilir ama hepsi bir anlatım biçimi olarak çizgi romanın mevcut olanaklarından faydalanırlar. Bize özgülük meselesi de bence karıştırılıyor. Bütün çizgi romanlarımız çok yereller, evrensellik arayışında olduklarını sanmıyorum. Çizgi olarak çok başarılı üreticilerimiz var, senaryo batılılar tarafından yazılma şartıyla dışarda çalışabilirler. Kültürel farklılıklar nedeniyle yerli çizgi romanların ihraç edilme şansı çok sınırlı.

Günümüzde ortaya çıkan klasik edebiyat eserlerinin resimli roman formatları, çizgi romanların sinema uyarlamaları kadar rağbet görmedi. Bunun nedenleri ne olabilir? 
Büyük bir yayın kuruluşu daha önce yapılmamış ölçüde reklam kampanyası yaparak çizgi  roman uyarlamaları yayınladı ve yüksek satışlara ulaştı. İnsanlar genellikle konuşulan şeyi konuşmak, satın alınan şeyi satın almak isterler. Popüler kültür ticareti bu mantığa dayanır. O dönem çıkan çizgi romanların büyük bir yüzdesi niteliksizdi ama sattı. Büyük reklam yapıldı o yüzden sattı. Öyle ki o çizgi romanların bazıları dünyanın hiç bir ülkesinde bizdeki kadar satmadı. Şimdi satmadı gibi gelebilir çünkü yayıncı kuruluş fikir değiştirip daha karlı bulduğu başka bir alana yatırım yaptı ve çizgi roman harcamasını minimalize etti. 

Son günlerde sayıları gittikçe artan çizgi roman dükkanları var. Ama günümüzde çizgi roman diğer edebiyat eserleri gibi önemli bir rakiple karşı karşıya, internet. Her ikisinde de okunurluluk açısından bir gerileme var. Günümüzde çizgi romanın yeniden dirilişi diye bir şey söz konusu olabilir mi yoksa bu diriliş sadece nostaljik bir özlemi mi tatmin etmek anlamına geliyor? 
 Diriliş ya da ölümden söz edemeyiz. Çizgi romanlar azalıyor da olsa kültürel varlığını ticari ve koleksiyoner değerini koruyacak. Bu tür dükkanlar nostaljiyi pazarlıyor olabilirler ama yeni içerikli anlatıların yaygınlaşması için de aracılık ediyorlar.

Görselliğe hitap etmesi ve daha akılda kalıcı olması gibi çizgi romanların diğer edebiyat eserlerine göre avantajları dezavantajları nelerdir?
Çizgi roman söz sanatlarını kullanmakla birlikte görselliğe dayalı bir anlatım biçimine sahip. Bu bakımdan edebiyatla karşılaştırılması çok anlamlı değil, bazen sinemaya benzetiliyor, bu da doğru değil. Birbirini izleyen resim çerçevelerine ve onlar arasındaki ardışıklık ilkesine bağlı bir anlatım biçimine sahip. Avantaj ve dezavantaj benzeri kıyaslamalar çok anlamlı değil bence, kendi okuru ve kültürünü yaratmış bir alan çizgi roman.

Pulp edebiyatı, çizgi roman türünün bir kolu mudur?
Hayır, tarihsel olarak bakarsak, çizgi roman pulp edebiyatının bir türüdür.

Genç Paylaşım Dergisi, Ağustos-Eylül 2012
Röp.Gamze Kurt

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails