Mor Menekşeler 26.Bölüm bitti (31 Mart). + İstanbul seyahati, yağmur,
yorgunluk, rötar, endişe (29-30 Mart). + Geek Charming,
Disney'in ergen filmi (28 Mart). + Dracula Prince of Darkness 1966, klip estetiği olmadan
Dracula, yavaş güzeldir (27 Mart). + Wuthering Heights, kamera kullanımı ilginç, hikayenin
önüne geçen bu tür kamera kullanımlarından çok hazzetmem ama itiraf edeyim
bazen güzel olmuş (26 Mart). + Nostalji
bahsine devam: The Lover, hâlâ güzel film (25
Mart).+ 25.Bölüm senaryosu bitti (24 Mart). + Mission Impossible Ghost
Protocol, ya yeter birisi de bu Amerika'ya füze göndermesin. Yine de çok şahane bir kaç sahnesi
vardı (24 Mart). + Tarzan
the Ape Man, tamam itiraf ediyorum Bo Derek için yeniden seyrettim (23
Mart). + Entelköy Efeköy'e Karşı, Dondurmam Gaymak'ın gerisinde
kalmış. Mesaj kaygısı mizahı ötelemiş, zaafı olmuş ama neşeli ve iyimser film
(22 Mart). + The
Grey, doğa, uçak kazası, kurtlar... Kısa hikayeden film çıkmış, gerilimi
başarmışlar, Kar içinde yürüyen bilge adam hikayesi de denebilir. (21 Mart). + Little Deaths:
oyunculuklar kötü, snap endinge odaklanmışlar. Üç hikayenin sonuncusu başka bir
yere gidecek potansiyele sahipmiş, kaçmış (20 Mart). + Bunraku, dar mekanda döğüş operası olmuş, klip
estetiği, narsist lakırdılar, kahraman erkekler (19 Mart). + The Muppets, nostaljik bir hatırlatma olmuş, herhangi
bir bölümün tekrarı gibi. Güzel espriler var, hatırlatma arzusu filmin önüne
geçmiş (18 Mart). + The Ides
of March'ı beğendim. Siyasi entrika hikayesi güzel işlenmiş. Clooney,
Good Night kadar olmasa da hesaplaşmasını sürdürmüş + 24.Bölüm bitti (17 Mart).
+ Best
Laid Plans, Fareler ve İnsanlardan ilham alınmış, güzel sahneler var,
kenar hikayesi olmuş, e güzel, insancıl (16 Mart). + Albert Nobbs, iyi
oyunculuk, battal hikaye (15 Mart). + Wyatt Earps Revenge, tv filmi havasında hantal (14
Mart). + Villa Captive, biliyorsun neler olacağını ama
izliyorsun işte, vasat (13 Mart). + Un Monstér a Paris'i seyrettim, dramatik eşikleri iyi
kurulamamış, karakter zaafiyeti var. Görselliği gayet başarılı (12 Mart). + Tuna'yla Max'e gittik.
Tarzan, Star Wars, Tolkien, Indiana Jones, He-Man karışımı olmuş (11 Mart). + Let the Bullets Fly, komedi avantür, çok hızlı konuşan
çekik gözlüler, komik şiddet, entrika, suçlular, hile içinde hileler (10 Mart). + Sleeping Beauty, tek kelimeyle tuhaf film (9 Mart). + London, underrated,
teenage coolluğu, ayrılık acısı, delirium, kafa cilası filan, Jessica Biel
güzellemesi de diyebilirdim, o sebeple not kıramıyorum (8 Mart). + Hung Sea 2 seyrettim, 25 dakikalık dizi,
acayip...Halbuki American size diye bir şey vardır, bah! (7 Mart). + The Devils Double,
Arap Gecesi, seyrederken nedense Kurtlar Vadisi filmleri kalitesinde demek gibi
bir ihtiyaç duydum, vakit kaybı (6 Mart). + Anadolu Kartalları, Hollywood gişe filmi yapalım
demişler, filmi yapabilmişler mi acaba diye izliyorsunuz.+ Nihayet
arayıp ya devam et be kardeşim dediler, Altıpatlar ve Sihirbaz Hollywood'a
gitmişler (5 Mart). + The Madmen of
Mandoras, Hitler'in beyni...Aaaaaa!! kötü film seyretmeden olmaz (4
Mart). + The
Devils Hand (1962) naif bir pulp hikayesi, kötü film kontenjanından (3
Mart). + Bordello
Death Tales, sineması kötü, daha iyi anlatılsa iyi olabilecek tek
hikayesi var (2 Mart). + Saint, tuhaf bir mizahı var, vasat ama tempolu (1
Mart).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder