Seksenli yıllarda bir sakallı bebek şayiası çıkmıştı, Tan gazetesi haberi diyorduk, saçma sapan bir şeydi, işte sakallı bir bebek doğmuştu da bebişin sakalları kıyamet alameti sayılıyordu filan. Vay vay... Hem ergen küçümsemesiyle burun kıvırdığımızı hem de kıkırdadığımızı hatırlıyorum.
Meğer, Tan'dan önce Hürriyet'te Ahmet Altan ironik bir dille bu palavrayı haberleştirmiş. Oradan diğer gazetelere sirayet etmiş, Tan erotik sansasyon gazetesiydi, galiba zamanın en çok satan yayınıydı, o palavrayı manşete taşıyınca işin matrağı tavan yapmıştı.
Yukarıdaki kapak, o dönemin çok satar dergisi Nokta'nın olup biteni özetleyen yorum-haberinden...
Şimdilerde sosyal medyanın olanaklarıyla herkes birer yazar, gazeteci, yorumcu, sanatçı olunca...haber ve asparagas hem çoğaldı hem çok yaşamaz oldu. Oysa o yıllarda, hepimiz o gazete haberini bir espri olarak belki yıllarca konuşmuş, saçmalığın daniskası diyerek dilimize dolamıştık.
Şimdilerde bunun gibi her gün yüzlerce şey adına "fake" denerek uyduruluyor, ne ki enikonu etkisi olmuyor, bir teki bile sakallı bebek kadar yaşayamıyor.
Popüler kültür tarihi yazılırken, internet başka bir milad oldu diyerek (ve kapsam dışında tutarak) konuşmak ve incelemek gerekiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder