Cuma, Ocak 08, 2016

Yılın Kısacık Dökümü


Eksik saymış olabilirim, 2015'te 42 Türkçe Edebiyat kitabı yayınlamışız, 15'i ilk kitap, yeni yazar olmuş...42/15... Her üç kitaptan biri yeni yazar ve ilk kitap...

Hep Ankara kitabı yayınlıyor deniyor, onu da saydım, sayıyla 3 tane Ankara'da geçen kitap çıkmış... 42/3 için insaf diyorum...Bu mudur gözünüze batan, yuh size...

Ha bir de "hep erkek hep erkek" deniyor, onu da saydım. Bu yıl 10 kadın yazar yayınlamışız, 6'sı yeni yazar-ilk kitap...42'de 10... Az mı az...Kaç tane dosya geliyor, kaçını yayınlıyoruz meselesi de var tabii...Yoktan varedemiyoruz.

Var-yok demişken bir de şu var, Türkiye'de epeyce yayınevi var, bu rakamları bir karşılaştırmak lazım... Kim ne kadar, neyi yayınlıyor, ileride sayan çıkar mutlaka...

5 yorum:

Levent Cantek dedi ki...

İsmini yazmadan eleştirmek kadar kolayı yok, bir arkadaş ilk kitaplarımızın baştan sona özensiz olduğunu yazmış ve bana editörlüğün ne olduğunu tarif etmiş...

Her kitap ortada duruyor, neyin özensiz, neyin kötü olduğunu göstermek zor olmasa gerek. Hele ki bu arkadaş kadar kesin konuşan ve bilen biri için...

İsmini yazamadığına göre benden korkuyor, o anlaşılıyor, kendisini tanıyor olabileceğimden çekiniyor olabilir, bize dosya göndermiş, reddetmiş olabiliriz.Afişe olmak istemiyor olabilir vs. Bilemiyorum, çekinmesin, benden de korkmasın isterdim. Bana ayar vereceğine keşke yazabilseydi... Üstelik bu "genç yazarların" da ihtiyacı var buna... Eleştirinin hakkını vermek lazım.

Hayat kısa...Kolaylıklar diliyorum

Adsız dedi ki...

Öncelikle yazdığım yazıyı yayınlamadan, kendi fikirlerinizi taraflı bir şekilde dayatmak tam olarak sizden beklediğim davranıştı. Genel olarak kendinizi ifade edebilme şekliniz bu. Olaylara nesnel bakmıyorsunuz, bunu neden yapamadığınızı da anlıyorum. Çünkü nesnel baktığınız an; çıkarlarınızın ne kadar da bireysel çıkarlar olduğunu göreceksiniz.

İletişim Yayınları, Türkiye Edebiyatı için çok önemli bir hizmet veriyor. Daha iyisini de verebilirdi. Hatta vermeliydi. Ancak bu daha iyisini vermesi için sizin bakış açınızı ve düşünme biçiminizi gözden geçirmeniz gerektirecekti. Gördüğüm kadarıyla bu mümkün değil.

İkinci olarak aslında birincil olandan bahsedecek olursam; rakamların arkasına sığınan bir yayıncılık algısı, yalnızca kurumsal bir algıyla mümkün olur. Siz ayrıca bir yazarsınız, bu doğrultuda bir sanatçısınız. Nicel değil nitel düşünmenizi gerektiren bunlar. 2015 yılında İletişim Yayınlarından çıkan ilk kitapların 15'ten fazlasını okudum. Bu doğrultuda düşüncelerim kamuya açıktı. Eğer edebiyatın nitelikli olmasını arzuluyor olsaydınız, bu düşüncelere ulaşıp geri dönüş yapabilirdiniz. Farkındayım sizden çok, bulunduğunuz konumdan aslında az şey bekliyorum.

Okuduğum kitapların, editör desteği ile hem anlatının kendi olanaklarıyla hem dilin olanaklarıyla daha nitelikli bir yapıya getirilebileceğine üzerinde detaylı bir çalışma yaparsak herkes hemfikir olacaktır. Bu nesnel bir gerçekliktir. Bu doğrultuda hemfikir olmak kaçınılmazdır.

Ek olarak bir yapıtın niteliğini, rakamlarla, cinsiyet kavramıyla, mekansal izdüşümüyle ele almak, edebiyatın alanından çok istatistik alanına girer. Bu doğrultuda edebiyattan ve edebiyatın niteliklerinden ne kadar uzaklaşmış olduğunuzu bir kez daha belirtmeden edemeyeceğim.

Selametle, Masumane !

Adsız dedi ki...

"Meyvali agaci taslarlar", bizim ulkenizde de en cok yapilan bu. Kendisi hic bir sey yap(a)mayan, uret(e)meyen buyuk bir kesim, ahkam kesmeye gelince bulbul gibi sakiyor. Calismalarinizin ne kadar titiz ve ozenli oldugu asikar. Basarilarinizin devamini dilegiyle
Sezen Tumer

Adsız dedi ki...

Yapilan elestilerin yok hep Ankara, yok kadin yazar yok vs istatistik, sayi uzerinden ve de kamplasma seklinde olmasi gercekten uzucu. "Onemli olan eserdir" ne zaman akillara dank edecek acaba.
Sezen Tumer

Levent Cantek dedi ki...

İlk Adsız yorumcuya: Rakamlarla anlatılanı başka yere çekmenin bir manası yok. Tekrar ediyorum, eğer kitaplar kötüyse tek tek açıklayarak yazarsınız, yaptığınız da haysiyetli bir katkı olur. Üzülen, sıkılan olursa da herkes size hakkınızı teslim eder. Böyle adınızı bile yazmadan, büyük büyük laflar etmekse bir şeye yaramıyor. Benimle itişmenin size bir faydası yok, sahi söylüyorum enerji kaybı bu. Ben çalışmaya devam edeceğim ve sizi unutacağım. Tavsiyem, ya sakinleşin ve büyüyün ya da eleştirinin hakkını verin, imzanızı atın. Boşa zaman harcamayın ekran başında. Allah dert vermesin derler bizde... Selametle

Related Posts with Thumbnails