Pazar, Kasım 30, 2008

Olmayan Fıkra

Hoca, ava çıkmış, bir kaç espri avlamış. Karısına kızarttırıp pilav yaptırmış, dostlarını yemeğe çağırmış. Ancak, Hoca'ya takılmak isteyen biri mutfağa girmiş, tenceredeki kızarıp pişmiş esprilerin yerine canlılarını koymuş. Tam yemek vakti tencerenin kapağını açıp espriler pııır diye havalanıp uçuverince, Hoca şöyle söylenmiş; “hey yarabbi, haydi esprileri canlandırıp yeniden dünyaya saldın, sevindirdin, ama benim, emeğimi, yağımı, tuzumu, biberimi, odunumu alıp üzmeye ne hakkın var?”

Mesele burada da kalmamış, köylü bunu konuşmuş durmuş, milletin ağzı torba değil ya Hoca'yı gösterip gülüyorlarmış. Tatsız gevezenin biri Hoca'yı yolda çevirip laflamaya başlamış:

- Hoca az önce yoldan kızarmış bir espri geçti
- Bana ne?
- Ama senin eve gitti
- Sana ne!

Gel zaman git zaman ahali, hocayı küstürdüğünü fark etmiş ve ona takılmaktan vazgeçmiş. Hoca da durumun farkına varmış, bakmış ahali pişman... Bir gün meydana çıkıp avaz avaz bağırmaya başlamış:

- Esprilerimi bulun, yoksa hepinizi pişman ederim

Ahali aramış, taramış sonunda hocanın esprilerini ortaya çıkarmış.

- Hocam demişler, merak ettik eğer esprilerin bulunmasaydı ne yapacaktın?
- Ne mi, demiş, işte sağdan soldan bozup kırpıp bir şey yapacaktım.

İnanışa göre bu mesel dünya kurulalı beri bir döngü halinde tekrarlanırmış. Ne zaman kötü espriler çoğalsa “Hoca'nın esprileri pıır kaçmış”, ne zaman insanlar kahkahalarla gülse “Hoca yapmış yapacağını geri almış esprilerini" derlermiş...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails