Pazar, Nisan 01, 2007

Hikmet'in Dramı (2)

“Piknik”te metin içerisinde konuşma -ya da düşünce- balonlarının gösterge olarak kullanımı sıklıkla başvurulan bir anlatım yöntemi: Barış’ın içinden havalanan yananlam olarak aşkını temsil eden kuşlar (Bant 4) ya da düşünce balonundan -düşünceden- ışık olarak faydalanan Hikmet (Bant 5) gibi. Ancak dizinin asıl farklılığı Hikmet’in Piyale Madra’nın/çizerin bir yaratımı olduğunu anlamasıyla ortaya çıktı. Hikmet, Piyale gibi çizmeye başlayınca işler daha da karıştı! Her defasında yeni ve farklı şeyler çizerek/yaparak “Piknik”in normal seyrini altüst ediyordu. 6 ve 7 numaralı bantlar, Hikmet’in Piknik’in varoluşunun ve gerçeğinin farkında olmasını vurguluyor. 6’da Barış, Hikmet’e “nasıl dünyaya geldiğini” soruyor, Hikmet cevaplayamıyor, bir sırrı bilmenin, anlatamamanın acısı içinde suskun kalıyor. Oysa, “basitçe leyleklerden bahsetmek” yerinde olacak belki de. Son karede, Hikmet’in düşünce balonunda Barış’ın nasıl yaratıldığı veya nasıl dünyaya geldiği bir düzdeğişmece ile ifadelendiriliyor: Kalem! Barış’ı çizen bir kalem, yaratıcıyı, çizeri temsil eden, “O”na ait bir parça; Hikmet’in sırrı. 7 numaralı bant da aynı paralelde. Müjgan gazeteden “Piknik”i okuyarak şöyle diyor: “..şu çizgi romandaki kediyi beğeniyor musun? Çok sevimli değil mi?” Hikmet, gazeteye değil de kucağına aldığı Piknik’e bakarak onu onaylıyor. Gerçekte de varolan yapıntıdaki gazetede (Cumhuriyet) anlatılanların kim(ler)i anlattığının farkındadır Hikmet. Kucağındaki Piknik’i severken Piyale’nin çizgisini de takdir eder gibi yan anlamlı konuşur: “Çok tatlı bir kedi”. 8 numaralı bantta çizgi kahramanlar olduklarını açıkça söylese de Müjgan’ı sadece güldürüyor. Hikmet daha sonra çizmeyi öğrenerek kalemi eline alıyor. Bu nerdeyse bir savaş ilanı. 9 numaralı bantta Hikmet, Piknik’in resmini yapıyor. Çizdiği karikatürden çok fotoğraf ayrıntısına yakın bir resim. Bu, yaşadığımız dünyaya, asıl yazarın dünyasına gönderme. Piyale, dış dünyayı nasıl algılayıp karikatürize ediyorsa, karikatür olan Hikmet, karikatür olan Piknik’i “reel” çizgilerle, algıladığı gibi çiziyor. Üretim seyrini tersine çeviriyor. Ayrıca bu çizgi, “Piknik”teki tiplemelerin birbirlerini gerçek hayatta olduğu gibi gördükleri ve algıladıklarına dair de bir gönderme. Müjgan’ın resime bir yorum getirmemesi de bu yüzden. Onun resmi tutan küçük eli, gazeteyi tutarak/bantı okuyan dış dünyanın insanlarına da bir koşutluk. “Piknik”in resmiyle ilgili soru şu: Kim çiziyor? Asıl çizer Piyale Madra mı yoksa onun yarattığı/çizdiği Hikmet mi?




10 numaralı bantta kucağındaki Piknik ile ilgili zihninde görsel tasarımlar deneyen Hikmet’i görürüz. Burada, Hikmet, Piknik’in bir tasarım olduğunu anladığı andan itibaren onu farklı biçimlerde tasarlayarak, “asıl yazar”a meydan okumaktadır. Hikmet, dizinin kendi gerçekliği içinde gerçekçi karşıtı bir çizgiyle, Picasso’yu izleyerek [de]form[asyon] resimleri düşünmektedir. Sırf farklı bir çizgiyle düşünerek bile hem dizinin gerçek gibi görünen formunun bir yapıntı olduğuna dair vurgu yapmakta hem de yaratıcılık bahsinde rekabete girmektedir. Öte yandan, Hikmet, yapıntıya karşı gerçekçi karşıtı tavrını kullanırken, o gerçeğin de gerçek olmadığını bilmemektedir. Bu, “Piknik”teki tiplemelerin birbirlerini nasıl gördükleri hususunda ikinci bir ipucu olduğu kadar, sanat tarihine ve fotoğrafın etkisiyle oluşan gerçekçi temsile karşıt akımlara hoş bir gönderme.


Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails